Zühtün Alametleri

Zühdün Alâmetleri:

Bazen dünyalığı terk edenlerin zahit olduğu sanılır. Halbuki bu kişiler, dünyalık ile yaşamayı sevdiklerinden daha çok; zahit oldukları için övülmeyi severler. Geçim darlığı ile yaşamak onları etkilemeyebilir. Fakat zahit olmamak, buna kimsenin şahit olmaması onları daha çok üzer. Bazıları da zühd kıyafetleri giyerek, insanlardan hediye beklerler. Buna kendileri de çoğu zaman inanmışlardır. Çoğu nefsinin aldattığını bilemez. Bunu anlamak için, zahit iç âlemindeki üç alâmete bakmalıdır:

1)Malın varlığına sevinmemeli, yokluğuna üzülmemelidir. Hatta tersi olmalıdır. Bu, malda zahit olduğunun alâmetidir.

2)Yerilme ile meth edilmeyi bir görmelidir. Bu da cah ve mevkide zahit olmanın alâmetidir.

3)Çoğunlukla taatin zevkine varmalı ve Allah(c.c.) ile ünsiyetten hoşlanmalıdır. Eğer insanlarla ünsiyetten hoşlanıyorsa, zühdünü tekrar gözden geçirmelidir. Zira zühd, zahidleri Allah ile ünsiyete götürür.

“Nefsi ile meşgul olan, insanlarla meşgul olmaktan; Rabbi ile meşgul olan, nefsi ile meşgul olmaktan kurtulur” Bu arifler makamıdır.                                                   Süleyman Dârâni

“Zühd varlığından ayrılmakta rahatlık duymaktır”

                                                          Muhammed b. Hafif

“Zahit dünyada, arif de ahirette azdır”               Nasr Abâzi

“Dünya bir gelindir. Onu arayan onu güzelleştirmeye çalışır. Zahit onun yüzünü yolar. Arif ise, o tarafa bakmadan, Allah ile meşguldür”                                            Yahya b. Mu’az

“Allah için zahit olan sana hardal ve sirke koklatır. Arif ise, seni de yüce makamlara ulaştırmak için, misk ve amber koklatır”                                                                Yahya b. Mu’az

“Zühdün üç alâmeti vardır. Hiç karşılık beklemeden Allah için amel, karşılıksız söz, riyasetsiz izzettir” (Yani insanlara karşı zillete düşmemektir)                                    Yahya b. Mu’az