Kategori arşivi: 6.02.Recaya Rağbet Etmenin Fazileti

Recaya Rağbet Etmenin Fazileti

Recaya Rağbet Etmenin Fazileti:

Reca ile amel etmek korku ile amel etmekten daha makbuldür. Allah’a en yakın olanlar, en sevgili olanlardır. Sevgi de korkuyu değil, ümidi çoğaltır. Bu sebeple ümit ve hüsn-i zan hakkında teşvik vardır. İnsan taat yönünden iflâs ettiği halde, hüsn-i zannı ve ümidi sebebiyle, Allah-ü Tealâ’dan mağfiret umulur.

“ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİDİNİZİ KESME-YİNİZ”                                                                      Zümer/ 53

Allah-ü Tealâ, bu âyeti ile ümitsizliği yasaklamıştır.

Özellikle, ölüm anında kişi günahkâr olsun veya olmasın ümitlenmelidir. Böylece kalbinde ümit ile Rabbine yürümelidir.

“Sizden her hangi biriniz, ölürken, mutlaka Allah’a hüsn-ü zan ederek ölsün”                                                        Müslim

Allah-ü Tealâ, Yakup a.s.’a: “ Oğlun Yusuf’u senden niçin ayırdım, biliyor musun? Sen O’nun kardeşlerine (korkarım siz boş bulunursunuz da kurt O’nu yer, dedin). Kurttan korktun, bana ümit bağlamadın. Kardeşlerinin gafil olacağını düşündün, benim koruyacağımı düşünmedin. İşte bunun için O’nu senden ayırdım” buyurmuştur.

“Kötü zanda bulundunuz. Bu yüzden helâke mahkum bir kavim oldunuz”                                                             Feth/12

“Rabbinize karşı beslediğiniz şu zannınız yok mu, işte sizi o helâk etti”                                                            Fussilet/23

“Ben kulumun zannı üzereyim”               Buhari ve Müslim

Anlamaktayız ki, Allah-ü Tealâ’nın, sonumuz üzerinde mağfiret ile karar vereceğini zannetmiş olsak, kazançta olacağız.

Hz.Ali (k.v.): “Allah’ın rahmetinden ümidini kesme; ümitsizlik, günahlarından çok daha büyük bir günahtır” demiştir.

Süfyan-ı Sevrî de: “Bir kimse günah işlediği vakit, Allah-ü Tealâ’nın onu affa kadir olduğunu bilip, mağfiret edeceğini umarsa, Allah onu mağfiret eder” demiştir.

“Allah-ü Tealâ, kıyamet gününde kuluna: (Kötülüğü gördüğün vakit, onu önlemekten seni alı koyan ne idi?) diye sorar. Adam (Ya Rab, sana ümid ettim ve onlardan korktum) der. Bunun üzerine Allah-ü Tealâ: (Ben de seni mağfiret ettim) buyurur”                                                                    İbn Mâce

Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hastanın ziyaretine giderek, ona  halinden sorar. Adam da günahından korktuğunu fakat Allah’ın rahmetinden ümidini kesmediğini söyleyince; “Mü’minin kalbinde korku ile ümit toplandığı müddetçe, Allah o kuluna umduğunu verir ve onu korktuğundan emin kılar”

İbn Mâce

buyurmuştur.

Hz. Peygamberimiz (s.a.v.): “Eğer benim bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız ve dağlara çıkar, göğüslerinizi döver ve Rabbinize tazarrû ederdiniz” buyurduklarında; Cebrail a.s. gelerek:  “Allah-ü Tealâ (niçin kulları ümitsizliğe düşürdün? Çık onlara ve onları ümitlendir ve teşvik et) buyuruyor” dedi