MUHYİ(el-Muhyî)/MÜMİT (el-Mümît) (61,62)
Can Veren Ecel vakti canlıları öldüren
Kur’an-ı Kerim’de:
MUHYİ: Can vermek, yaşatmak, diriltmek manâsına gelen “ihya” fiili 49 yerde geçer:
1) “ muhyi’l-mevta” yani ölüleri dirilten şeklinde: Rûm50 / Fussilet 39
2) Ölü topraktan canlı bitkilerin çıkarılması mahiyetinde: Yâsîn33 / En’âm95
3) Öldükten sonra dirileceğimize dair ibret almamızda, ölü toprağın, yağmur ile canlanışı ve hayat bulması bakımından örnek oluşu : Nahl 65
4) Bir âyette diriltme işi Hz.İsa (a.s.)’a izafe edilmiştir. Burada da gerçek fail elbette Allah-ü Teâlâ’dır. Bu Âyet Âl-i İmrân 49.Âyettir.
MÜMİT: Kur’anda Allah’ın ismi olarak, Allah hakkında Mümît ismi geçmez. Lâkin:
1) Her canlının öleceği hakkında : Âl-i İmrân 185
2) Her şeyin helâk olacağı hakkında : Kasas 88
3) Ölümü yaratıp, gerçekleştirenin Allah olduğunun ifade edilişi, meselâ: Bakara 258/Âl-i İmrân 156/ A’râf 158/Hicr 23/ Mü’minûn 80/Rûm 40/Kaf 43
4) Ölümün zıddı olan “bekâ”nın yalnız Allah’a mahsus olduğunun bildirilişi, meselâ: Tâhâ 73/ Rahmân 27.âyetlerde geçer.
Muhyi ve Mümit olarak:
1) Hayatı da, ölümü de yaratanın Allah olduğu : Mülk 2
2) “Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz” âyeti ile hayat buluş ve ölümün Allah’ta olduğu Bakara 156
3) Muhyi ve Mümit isminin, Allah’tan başkalarına ait geçtiğini ise:
Hz.İbrahim (a.s.)’a karşı Nemrud “ ..ben de diriltir,öldürürüm” demişti. Bakara258
“ Kim bir can öldürürse (kasas olarak veya fesadı sebebiyle olmayarak) bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de kurtarırsa bütün insanları diriltmiş gibi olur.” Mâide 32.Âyette görüyoruz.
Muhyî de icat manâsındadır. Fakat icat edilen şey hayat (ihya) ise, o zaman icat işini yapana, ihya eden (yani dirilten) manâsında Muhyî denir.
Eğer vücuda getirilen şey ölüm (imate) ise, bu ölüm işini yapana imate eden (yani öldüren) manâsında Mümît denir. Şüphesiz ki ölümü de,hayatı da yaradan Allah-ü Teâlâ’dır.
Muhyî ismi ile insanın hayat buluşu ile birlikte, toplumun hayat buluşu da söz konusudur. İnsanın hayat buluşu hem zahiri olarak hayata doğuştur, hem de manen Allah’ın kurallarına uygun yaşayış ile hayat buluştur. Her insan bu kurallara uyduğu kadar diridir. Her toplum da bu kurallar ile yaşayanlarının çokluğu kadar diridir. Allah kurallarını koyarken, insanların en iyi şartlarda yaşamalarını sağlamak üzere koyar. Bu kuralların yaşanmasında elbette Allah’a ait bir fayda yoktur. Bu kurallar Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif’ler ile desteklenmişlerdir. Kendine faydalı, çevresine, doğaya faydalı bir insan yavaş yavaş hem kendini, hem toplumu, hem de doğayı ihya etmekte, yani hayat bulmakta ve hayat vermektedir.
Mümît ismi ile insanın ölüşü ile birlikte, toplumun ölüşü , yok oluşu da söz konusu olur. Bu ölüş hem zahiren ölüştür, hem de manen Allah’ın kurallarına uyulmadığı için ölüştür. Ve yine her insan bu kurallara uymadığı sürece hem bedenine zarar vererek, yavaş yavaş ölüme gidecektir, hem de etrafına, doğaya zarar vererek, toplumun giderek yok oluşuna sebep olacaktır. Çevrenin diğer insanlara yararına engel olacak, doğanın da ölmesine sebep olacaktır.
Bu isimlerden insana yansıma: Elbette vardır. İnsan dünya hayatını idrak ederek yaşamalıdır. Ve en önemli şey ahiret hayatının varlığına iman etmektir. Eğer Kur’an inandığımız sağlam ve temel bir kaynak ise, oradan bize gelen bilgiler ışığında, ahiret kavramına inanıyoruz. Ve yine dünya hayatının geçici bir süre olduğunu, ahiret hayatının da ebedi olduğunu Kur’an kaynağından öğreniyoruz. Bu inanç doğrultusunda ölümün yok oluş olmadığını biliyoruz. İnsanların yaşarken, Allah’ın kurallarını dikkate almayışlarının önemli bir sebebi, ölümden sonraki hayat hakkında sağlam bir inançlarının olmayışıdır.
İşte bu isimlerden yansımaya uğrayış; Allah inancı ile birlikte ahiret inancının da sağlam mevcudiyeti kadardır. İmanda azlık-çokluk olmamasına rağmen; kuvvetlilik ve zayıflık vardır. Bu isimlerle isimlenen kişi, insanlara kendinde mevcut olan inancı aşılayabilir. Kendinde ne kadar ise o kadar verebilir. Kendinde yok ise, ciltler ile kitaplar yazsa, bunu yaşamadığından, karşısındakine vermesi mümkün olmaz.
Muhyi ismi kendisine yansımış olan kişi; ölü kalbleri diriltir ve bu kalbin sahibi ihya olur, hayat bulur. Böylece hayat bulan kişinin bu hali çevresine de yansıyacağından, hem çevresine, hem de doğaya faydalı olur, hayat bulmasına da sebep olmuş olur.
Mümit ismi yansımış olan kişi, bu ismin gereği olarak nefislerin kötü arzularının ölmesine sebep olarak, nefisleri kahreder, ruhun ise ihyasını temin etmiş olur.