Kategori arşivi: 4.02.Fakrın Fazileti

Fakrın Fazileti

Fakrın fazileti:

“Sadakalar, Allah yolunda kendilerini vakfetmiş fakirler içindir ki, onlar yer yüzünde dolaşmaya muktedir olmazlar”

Bakara/273

“İnsanların hayırlısı, zorlukla kazandığından infak eden fakirdir”                                                      Ebû Mansur Deylemî

“Allah’a fakir olarak mülâki ol, zengin olarak mülâki olma”                                                                                   Teberani

“Allah-ü Tealâ ailesi kalabalık, iffet sahibi fakiri sever”

                                                                               İbn Mâce

“Ümmetimin yoksulları, zenginlerden beş yüz yıl önce Cennet’e gireceklerdir”                                                  Tirmizi

Bu Hadis-i Şerif’te; zahid olan fakirin, servete rağbet eden zenginden beş yüz yıl önce Cennet’e gireceği, bildirilmiştir.

“Mü’minin dünyadaki hediyesi yoksulluktur” Teberani

Musa (a.s.) “Ya Rab! Kulların arasında sevdiklerin kimlerdir? Onları bildir ki, ben de onları senin için seveyim” diye sorduğunda; “Her fakir, her fakir” cevabını almıştır.

“Fakirlerle aşinalığı çoğaltın, onlara yedirin. Zira onların devleti vardır. Kıyamet günü olduğu vakit, onlara (bakınız, size bir ekmek kırığı, bir yudum su verenin veya bir elbise giydirenin elinden tutup, onu Cennet’e götürünüz) denecektir”

Enes(r.a.)

Hz. Peygamber (s.a.v.) hiçbir şeyi olmayan fakir bir adamın yanına gittiğinde: “Eğer bunun nuru yer halkına bölüneydi, onlara yeterdi” buyurmuşlardır.                                        Taberani

“Dikkat edin, Cennet’in hükümdarlarını size haber vereyim mi? Her hakir görülen, zayıf, tozlu, topraklı, saçı, sakalı karışık, eski iki elbiseye bürünmüş, kendisine kıymet verilmeyen ve nazara alınmayan, Allah adına yemin etse, sözünde duran kimselerdir”                                         Buhari ve Müslim

Hz. Peygamberimiz(s.a.v.), Hz. Aişe’ye: “Bana ulaşmayı istersen, fakir hayatı yaşa; zenginlerle düşüp kalkmaktan sakın; yamalayıp dikmeden, çarını sırtından atma” diye tavsiyede bulunmuşlardır.

Bu konuda büyüklerin sözleri:

“İki dirhemi olanın azâb ve hesabı, bir dirhemi olandan daha şiddetlidir”                                                        Ebû’d-Derdâ

Sevrî, sohbetinde zenginleri arkaya oturtup, fakirleri yaklaştırdığı için, sohbetindeki zenginler fakir olmayı temenni ederlerdi. Mü’mil der ki: “Sevrî’nin meclisinde olduğu kadar fakirlerin izzetini, zenginlerin zilletini, başka hiçbir toplulukta görmedim” demiştir.

Hakimlerden biri: “Adem oğlu fakirlikten korktuğu kadar, Cehennem’den korksa her ikisinden de kurtulurdu. Zenginliğe heves ettiği kadar Cennet’e heves etse her ikisine ulaşırdı. İnsanlardan korktuğu gibi, gizli olarak Allah’tan korkaydı, dünya ve ahiret saadetine ulaşırdı” demiştir.

“Zengine ikram edip, fakire ihanet eden, mel’undur”

                                                                             İbn Abbas

“Fakirleri sevmek, Peygamber ahlâkıdır”

                                                                   Yahya b. Muaz

Birisi İbrahim b. Ethem’e on bin dirhem getirince, reddetmiş, adam ısrar edince de: “ On bin dirhemle fakirler defterinden ismimi sildiremem” demiştir.