İNSANI ŞÜKÜRDEN ALIKOYAN SEBEPLER:
İnsanlar cehalet ve gafletleri sebebiyle nimeti bilemedikleri için şükrü bilemezler.Bir de şehvetin galebesi ve şeytanın kuşatması ile bilemezler.
Nimetten gaflet: İnsanlar herkese ait olan ve kendilerini de faydalandıran şeyin nimet olduğunu bilemezler. Meselâ havanın, toprağın, suyun nimet olduğunu bilmezler. Ne zaman ki havasız, susuz kalır, o zaman bilirler, şükrederler. Bu şükür cehalet ile yapılan şükürdür, bir kıymeti yoktur. Nimet elinden gitmeden nimet olduğunu bilerek yapılan şükür, şükürdür.
İnsanlar hiç değilse kendilerine ait nimet olarak gördükleri üç konuda şükretmelidirler:
Akıl: Her kes kendi aklını beğendiği ve kendini herkesten akıllı sandığı için, şükür vacip olur. Hem aklı olanın hem de olmayanın aklı ile öğünmeleri ise, aklın şerefinden dolayıdır.
Ahlâk: Yine herkes, başkalarında görüp da beğenmediği pek çok kusur, eksiklik ve kötü huyların, kendisinde olmadığını tesbit ettiğinde, o kişileri yermesi yerine kendi için şükretmelidir. Böylece kendinde olanın hakkını vermiş olur.
İlim: Herkes kendi hakkında başkalarının bilmediği özel bilgilere sahiptir. Açığa çıktığı taktirde belki de rezil olacak, başkaları tarafından yerilecektir. Kendine ait kusurları örten ve bunları sadece kendine bildiren Rabbine teşekkür etmek için şükretmelidir.
Umumi nimetlere gelince: Allah insanlara sûret, şahsiyet, ahlâk, aile, evlât, vasıf, akraba, mevki gibi lâzım olan her türlü nimeti vermiştir. Kimse bu nimetleri başkalarındakiler ile değiştirmez. O halde elindeki sahip olduklarından memnundur ve şükretmelerini gerektirir. Meselâ: Kâfir değil, Mü’mindir. Ölü değil, canlıdır. Hayvan değil, insandır. Hasta değil, sağlamdır. Kusurlu değil, kusursuzdur.
Bu nimetlerin nimet olduğundan gaflete düşmek, çoğu kez kendi durumunu başkaları ile mukayeseden olur. Bu konuda da bize Hz. Peygamberimiz(s.a.v.)’den tavsiyeler vardır. Bu tavsiyeleri öğrenip, ilimlenmemiz, nimetleri görmemize sebep olabilir.
“ Dünyalıkta kendisinden aşağı, dinde de kendisinden üstün olana bakan kimseyi, Allah hem sabredenlerden, hem de şükredenlerden yazar” Tirmizi
“Kur’an kendisine nasip olan kimse, başkasının kendisinden daha zengin olduğunu sanırsa, Allah-ü Tealâ’nın âyetleri ile alay etmiş olur” Buhari
“Zenginlik için yakîn kâfidir” Teberani