Kategori arşivi: 18.Rezzâk

Rezzâk

REZZAK  (er-Rezzâk) (18)

Bedenlerin ve ruhun gıdasını yaratıp veren

 

Kur’an-ı Kerim’de:

 

1)  Allah’ın bütün canlıların rızkını verdiğine dair Hûd altıncı Âyette kesinlik ifadesi  vardır: “Yeryüzünde yürüyen  her canlının rızkı Allah’a aittir.” Hûd 6

 

2) “Hayrü’r-râzikîn” yani rızık verenlerin en hayırlısı anlamında: Mâide 114/ Hacc 58/ Mü’minûn 72/ Sebe’ 39 / Cum’a 11

 

3) “Rezzâk” yani tekrar tekrar ve çok olarak veren anlamında: Zâriyât 58

 

Bu isim, hem rızıkları, hem rızıklandırdıklarını yaratan; onlara rızıklarını ulaştıran ve rızık elde etme sebeplerini hasıl eden Allah’ın İsimlerinin en önemlilerindendir. Rızıklar iki türlü mütalâa edilir: Birinci bölüm bütün yaratılmışları kapsar ve bedenin ihtiyacı olan rızıktır ki yiyecek ve içeceklerdir. İkinci bölüm ise, yaratılmışların en şereflisi olan insan için olup, kalbin ihtiyacı olan rızıktır. Birinci bölümde söz edilen rızıklar zâhiri rızıklar olup, dünya hayatının devamı için gereklidir. İkinci bölümde sözünü ettiğimiz bâtıni rızıklar ise ahiret hayatını kazanmak için gereklidir. İkisi de önemlidir. Çünkü dünya hayatını yaşamadan ahiret hayatını kazanmak mümkün değildir. Bâtıni rızıklar: Kalbi gıdalandıran ilim, amel, haller olup, mükâşefe (kendini tanıma ve Allah’ı tanıma sonucu elde edilen keşifler), zikir (her an Allah’la beraber oluş) ile zenginleşir. Allah her iki rızkı da tekeffül etmiş ve lûtfundan vermiştir.

 

Bu ismin kula yansıması: Birinci aşamada kul, gerek zâhiri ve gerekse bâtıni bütün rızıkların sahibi olarak Allah’ı görür. Kendisinden zuhur eden bütün güzel hallerin ve amellerin sahibi olarak da Allah’ın rızıklandırması sebebiyle ve Allah’ın dilemesi ile Allah’dan olduğunu bilir. Kulun rızık konusunu böylece bilmesi, bu isimle isimlendiğinin delilidir. Lâkin bu ismin kemal mertebesinde tecelliyatına uğramak demek ise; Allah ile diğer insanlar arasında, Allah’ın şerefli rızıklarının bu insanlara ulaşmasında ve kalblerin şifa bulmasında vasıta olur hale gelmesidir. Biliriz ki Allah-ü Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman, halkın ona ihtiyacını arttırır. Böylece bu kişi eliyle bedenlerin ihtiyacı olan rızıkları vermeye sebep olurken, dili ile de kalplere ilim ve huzurun ulaşmasına vasıta olarak rızıklanmalarına sebep olur. Bu ismin tam kemali ile halkın her türlü ihtiyacının giderilmesi ve irşad vardır.

Nihayetsiz rızkını içmeye kanamadım,

Nice yele savurdum, dibini bulamadım.