- Zekât verilmesi icap eden mallar:
Zekât helâl maldan verilir. Haram yoldan kazanılan mallar, İslâm’da kişinin kendi malı olarak kabul edilmediği için; bu mallara zekât düşmediği gibi, sadaka ve hayır da yapılamaz. Maaş veya ücret ele geçmeden, zekâtı verilmez. Satış karşılığı alınmış olan bono, hisse senedi ve tahvilin, her sene zekâtı verilir.
Bir kimse bir yetimin velisi veya vasisi ise, o çocuğa günlük bakması zekâttan sayılmaz, zaruridir. Eğer bu çocuğa zekât vermeyi düşünüyorsa, bunu fazladan vermelidir. Meselâ; giydirerek, hediye vererek bunları zekâtından sayabilir.
Eğer birinin helâl ve haram malı varsa ve bunları karıştırmış ise; helâl olanı haram olandan ayıramaz halde ise, haram malının zekâtını da helâl malından verir. Çünkü:
“Kim helâl kazancından bir şeyi(bir hurma değerinde bile olsa) sadaka (veya zekât) olarak verirse, Allah bu sadakayı sağ eli ile kabul eder. O, bu sadakayı dağ gibi oluncaya kadar büyütür” Ebû Hureyre(r.a.) hadisi vardır.
Zekât verilmesi icap eden mallar; 4 Mezhebin de ittifak ile kabul ettiği üzere 4 kalemdir:
1) Bir yıl içinde çoğu zaman, çayırda parasız otlayan hayvanlar.
2) Altın ve gümüş: Altının 12 ayardan fazla olanı, ister para olarak, ister kadın süs eşyası olarak, ister haram olan erkek süs eşyası olarak kullanılsın; yahut ev, kefen, yiyecek almak üzere saklanmış olsun; hepsinin zekâtı verilecektir.
3) Ticaret için alınıp, ticaret için saklanan eşya, altın ve gümüş eşya, kâğıt paralar, her ne suretle ele geçerse geçsin zekât malı olur. Biri eğer bir malı ticaret için almış olsa, fakat sonradan vazgeçip kendi kullanmaya niyet etse, ticaret malı olmaktan çıkar. Tarlasından aldığı buğdayı satmaya niyet etse, ticaret malı olmaz. Bu malı sattıktan sonra eline geçeni ticarette kullanmaya niyet etse, ticaret malı olur.Sadece niyet etmek yetmez, ticarete başlamak da lâzımdır.
4) Uşr ve Harac: Uşr, topraktan çıkan mahsulün 1/10’udur. Uşr vermek Kur’an ile emr olunmuştur:
“O çardaklı ve çardaksız Cennet (gibi üzüm) bağ(larını), o meyveleri ve tadları çeşitli hurmaları, mezruatı (ekinleri), zeytinleri, narları, birbirlerine hem benzer hem benzemez bir halde, yaratıp yetiştiren O’dur. Her biri mahsul verdiği zaman mahsulünden yiyin. Devşirildiği ve toplandığı gün de hakkını verin. İsraf etmeyin. Çünkü O (Allah) israf edenleri sevmez”.
En-âm/ 141
İbn-i Abbas (r.a.) bu âyetin uşr ile ilgili olduğunu söylemiştir. Uşr’un miktarı ise, Hadis-i Şerif ile bildirilmiştir:
“Nehir ve yağmur suları ile sulanan arazilerin mahsulünden 1/10; hayvan yardımı ile sulanan arazilerin mahsulünden 1/20 zekât verilir” Müslim(r.a.)
Harac ise; 1/5, 1/4, 1/3, 1/2ye kadar olur. Gayri Müslim’in topraktan çıkan malından alınır.