Razı olan ve kâni olan sadık fakirin özel fazileti:
Razı olan fakir, Zahid olan fakirden sonra gelen fakir olup, fakirliğine razı olan anlaşılır. Fakrın ikinci halidir. Kâni olan fakir ise, fakirliğine kanaat eden fakirdir. Fakrın üçüncü halidir.
“İslâm’a hidayet olunup, yetesiye nafakası olan ve buna kanaat eden kimseye müjdeler olsun” Müslim
“Ey fakirler topluluğu, Allah’ın taksimatına kalbinizden rıza gösteriniz ki, fakirliğin mükâfatını göresiniz. Böyle yapmazsanız, mükâfat alamazsınız” Ebû Mansur ed-Deylemi
“Allah’ım, Muhammed’in Âl’inin nafakasını yetecek kadar kıl” Buhari, Müslim
“Zengin olsun, fakir olsun herkes kıyamet gününde (keşke dünyada ölmeyecek kadar nafakam olsaydı) diyecektir”
İbn Mâce
Allah-ü Tealâ, Davud a.s.’a “Beni kalbi mahzun olanların yanında ara” buyurduğunda; Davud a.s. bu kişilerin kimler olduğunu sorunca, “sadık fakirlerdir” buyurmuştur.
Fakirliğe rıza ve fakirliğe kanaat konusunda çok sözler söylenmiştir:
“Tamahkârlık fakirliktir” Hz.Ömer
İbn Mes’ud: Her gün bir melek arşın altından “Ey Adem oğlu! Sana yetecek az miktar, seni azdıracak çoktan hayırlıdır” diye seslenir, demiştir.
“Aklında eksiklik olmayan hiç kimse yoktur. Çünkü her kes dünyalıktan eline geçene sevinir de, ömrünün eksildiğine üzülmez” Ebû’d-Derdâ
“Önümüzde öyle bir geçit var ki, oradan ancak yükü hafif olanlar geçer” Ebû Zer
“Küfre en çok yakın olan, tahammülsüz fakirdir”
Zû’n-Nun-ı Mısrî