HAYY (el-Hayy) (63)
Ebedi hayatla daima diri olan
Kur’an-ı Kerim’de: Beş âyette geçer.
1) “ ölümsüz” sıfatıyla nitelenerek : Furkân 58
2) “ hasr” ifadesiyle : Mü’min 65
3) “ kayyum” ismi ile beraber kullanılarak: Bakara 255/ Âl-i İmrân2 / Tâ-hâ 111
Allah-ü Teâlâ mutlak Hayy’dır. Daima diri oluşu, mutlak ve tam idraki sebebiyle ve mutlak ve tam fail oluşu sebebiyledir. İdrakin en alt seviyesi, idrak edenin kendi zâtını bilmesidir. Kendi varlığının hakikatini bilmeyen, cansız ve ölü demektir. Allah, öyle bir idrak edicidir ki, idrak edilen her şey, O’nun idraki içindedir. İlâve olarak, bütün işler, O’nun işlerinin (fiilinin) altındadır. Yani hiçbir iş, O’nun bilgisinin dışında olamaz. Allah’ın dışındaki bütün hayyların, hayy oluşları; idrakleri ve fiilleri kadardır. Bunlar ise sınırlı idrakler ve sınırlı işlerdir.
Hay ismi, Allah’ın Ahlâkı olunca hayat sıfatını nitelemiş olur. Hayat sıfatı ise, yaratılmış olanlarda olduğu gibi geçici bir hayat olmayıp, ebedi bir hayattır. Bu hayat bütün hayatların kaynağı olan bir hayattır. Allah’ın sübuti sıfatlarından olan hayat sıfatı, ilim, kudret, irade gibi sıfatlarla sıfatlanabilmekten daha evvel, Hayy olmayı şart olarak koşar. Yani insan idrakinde kemalâtı temsil eden, ilim, irade, kudret sıfatlarından önce, mutlaka hayat sıfatı ile vasıflanmak gerekir. Bunun için de kişide “Hayy” ismi tecelli ettiğinde, o kişi önce kendini idrak etmiş olur. Bundan sonra diğer sıfatlar ile vasıflanmaya kapı açılır.
Bu ismin insana yansıması: İnsan Hayy ismi ile isimlendiğinde, kendini idrak etmiş demektir. Kendi nefsini bilme ile, kendi yaratılış sebebini de bilmiş olur. Kalbini Allah’ın hoşlanmadığı ve rızası olmadığı her şeyden temizler. Azalarını, lisanını da aynı şekilde temizlemiş olur. Böylece hem kalbi, hem de bedeni Allah ile, yani hakikat ile dolmuş, diğer her türlü illetten kurtulmuş olur. Her işte Hakk’ın rıza ve hoşnutluğunu aramak, adalet üzere olmak gibi düşüncelerden başka bir derdi kalmaz. İşte bu kişiler, yaşarken de öldükten sonra da diri olarak müjdelenenlerdir. Bu isimden insanın kendine ait fayda budur.
Daha da ötesi diğer insanlara fayda vermektir ki, ölü kalpleri diriltmektir. İnsanın fıtratına uygun olan yaşamaya geçiş, Hayy ismi ile olur. Bu yaşam tarzı, kendi Yaradanını bilip, sadece O’na kul olmaktır. Halbuki, insanlar dünya hayatını ebedi imiş gibi kabul ederek, asırlarca yaşayacaklarmış gibi kazanıp, biriktirerek; bu uğurda tehlikelere, risklere girmekte, hırs ve tamah sahibi olmakta, bu yüzden de yiyemeyecekleri servetlerinin bekçisi, hatta kulu, kölesi olmakta ve yaradılış sebebini unutmaktadırlar. Hayy ismi kalbi doldurunca, orada eski bulunanları tarumar eder, böylece kalp dirilince , yani boşalınca yeniden mamur edilir. Bu ismin sahipleri, hiçbir şeyin sahibi olmayıp, Allah onların sahibi olur. Dünya ehli onlara uzak, onlar da dünya ehline uzaktırlar.
Hayy isminin insana yansımasında bir diğer özellik de; fiillerinin yani işlerinin, Allah’ın muradına uygun olarak ortaya çıkmasıdır. İşlerin meydana gelişinde, nefsin payı olmadığından, fiiller hak ve adalete uygun olarak ortaya çıkar