İhlâs hakkında diğer söylenenler:
Sûsi: “ İhlâs, ihlâsını görememektir. Çünkü, ihlâsını gören yani (bende ihlâs var) diyen, ihlâsa muhtaçtır” demiştir. Kâmil olan, kemalâtını göremediği gibi, ihlâslı olan da ihlâsını göremez. İnsanı varlıklandıran, nefistir. İhlâsda ise nefsin payı hiç yoktur. Gerçekten ihlâs sahibi olana nefis karışamaz. Böyle kişilerde Allah(c.c.)’ın hatırı büyük olduğundan, diğer hatırlar geride kalır. Allah(c.c.)’dan başkasından utanmaz. Eksiğini, yanlışını peşinen kabul eder. Hata yapanlar; hatalarını kabul etmeyi bilmeyenler ve hataları sebebiyle kuldan utananlardır. Eksik olanlar da eksik olduğunu bilmeyen ve eksik olduğu için insanlarda utananlardır. Halbuki Bakî olan sadece Allah-ü Tealâ’dır.
Sehl Tusterî: “ İhlâs, kişinin hareket etmesinin yalnız Allah için olmasıdır. İnsanın nefsine en ağır gelen ise, ihlâstır. Zira ihlâsta nefsin nasibi yoktur” demiştir. Nefis insanı her makamda aldatabilir. İhlâslı olana ise aldatması mümkün olamaz.
“İhlâs, Allah ile beraber sadık niyette bulunmaktır” İbrahim b. Ethem bunu söyleyerek, ihlâsın tevhid makamı ile beraberliğini işaret etmiştir.
Rüveym: “ Amelde ihlâs, o amele karşılık ne dünya, ne ahiret ile ilgili bir şey beklememektir” demiştir. Gerek dünya ve gerekse ahirete ait arzular nefse aittir ve afettir. Abidin Cennet’e niyet ederek yaptığı ibadetler, düşündürücüdür. Sıddıklar ise; amelde ve diğer her türlü işte sadece Allah(c.c.) rızası gözetirler. Bunların bu hali ihlâsları sebebiyledir. Bu mutlak ihlâstır. Cennet arzusu ve Cehennem korkusu ile ibadet edenler, dünyevi arzu içinde olanlara göre muhlis sayılsalar da, mutlak ihlâs sahibi değildirler. İnsanlar ne türlü hareket ederlerse etsinler, mutlaka bir fayda gözeterek hareket ederler. Böyle bir vasfa sahip olmamak, yani beklentisiz olmak İlâhi bir vasıftır.
“İhlâs; devamlı Hakk’ı düşünmek ve mahlûku unutmaktır” Ebû Osman
“ İhlâs; bozmak için şeytanın bile farkında olamadığı, meleğin bile yazamadığı ameldir”
“ İhlâs; Allah ile olan muameleden, mahlûku çıkartmaktır” Muhasibî
“İnsanlar görüyor diye ameli terk etmek, riya; insanlar görsün diye amel etmek ise şirktir. İhlâs da Allah-ü Tealâ’nın seni bunlardan korumasıdır” Fudayl
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’e ihlâs hakkında sorulduğunda ise: “ Rabbim Allah’tır, dedikten sonra, emr olunduğun gibi istikamet edip, doğrulmandır” buyurmuşlardır. Burada istikamet etmekten maksatları, masivadan ilgiyi kesmektir. Bu da gerçek ihlâstır.