Felâketleri Açıklamak veya Gizlemek:
Sadece hastalığı değil, yoksulluk ve diğer sıkıntıları da gizlemek, en yüksek makamlardandır. Çünkü burada belâya sabır ve kâzaya rıza vardır. Bununla beraber eğer niyet, şikâyet etmek olmazsa açıklamakta da bir beis yoktur.
Ya tabibe açıklar. Tabibe açıklaması, tedavi maksadıyladır. Şikâyet maksadıyla değildir. Böylece sebep olan hastalığını, tabib gibi yerinde bir sebebe bildirecek, ilâç sebebiyle tedavi olacak. Şifasına tabip ve ilâç, Allah(c.c.)’ın inayeti ile vesile olacaktır.
Ya tabip olmayan birisine, öğüt almak maksadıyla açıklar. O kişiden bir şey öğrenip, hastalık hakkında bilgilendikten sonra, tahammülünü arttırabilir.
Yahut, Allah-ü Tealâ’ya olan ihtiyacını ve ne kadar aciz olduğunu bildirmek için açıklayabilir. Kendisinden bir iş beklendiğinde, yapamayacağını ifade için açıklamış olur. Hz.Ali (k.v.)’ye bir defasında hasta iken hatırı sorulduğunda, “iyi değilim” demiştir. Bu sözü etraftan hoş karşılanmayınca: “ben halimi Allah’a arz ediyorum. Allah’dan kuvvet istiyorum” demiştir. Böylece bu tavrı ile, Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in tavsiyelerine de uymuştur. Zira bir seferinde Hz.Ali’nin hastalandığında: “Rabbim, bana belâya sabır ver” dediğini duyunca, Hz.Peygamberimiz (s.a.v.): “Sen bu duan ile, Allah’dan belâ istiyorsun, afiyet iste” buyurmuştur.
İşte bu niyetlerin dışında, hastalıktan bahsetmek, şikâyet demektir. Allah(c.c.)’ı kullara şikâyet etmek demektir. Bu bakımdan iyileşene kadar mümkün olduğu kadar kişi evinden çıkmamalıdır. Ziyaretçi kabul etmemek de efdaldir. Ola ki, şikâyet yerine geçer.