KEBİR (el-Kebîr) (38)
Ululuğu karşısında her büyüğün küçüldüğü mutlak büyük
Kur’an-ı Kerim’de: “Kebir” ismi, Rabbimizin ismi olarak yedi defa geçer.
1) “tekbir” yani “Allahü Ekber” olarak : Büyüklüğünü bildirmek anlamında O’nun hakkında kullanılır. Bakara 185/ İsrâ 111/ Hacc 37/ Müddessir 3
2) “Aliy” ismi ile birlikte : Hacc 62/ Lokman 30/ Sebe’ 23/ Mü’min 12
3) “Müteâli”ismi ile birlikte: Ra’d 9
4) Kibirlenen manâda iblis ve bir takım insanlar hakkında kınanan bir özellik olarak pek çok Âyette geçer. Birkaç örnek olmak üzere: Bakara 34/ A’râf 13, 146/ Kasas 39/ Zümer 59
5) “pis bir günah” anlamında Nisâ 2. âyette geçer.
İsmin manâsı büyük demektir. Allah, Zât’ın kemalinden ibaret olan Kibriya sahibidir. Bu kibriyada daimilik, ezeli ve ebedi oluş ve kendisine asla yokluk arız olmayan gibi hususiyetler vardır. Ayrıca her mevcudun varlığı, O’nun varlığından südûr etmiştir.
Bu ismin insana yansıması: Kulların kâmil olanlarınadır. Bu kişiler ahlâklarını Allah’ın Ahlâkı ile güzelleştirmişler, kemal sıfatlarını kendilerinde toplamışlar, böylece kemal sıfatlarında noksanlıktan arınmışlardır. Bu insanların kemali, aklında, ilminde ve takvasında kendini gösterir. Akıldan murad edilen gafletsizlik, ilimden murad Marifetullah, takvadan murad ise hal ve gidişlerdir. Kebir ismi ile isimlenen insandan halk istifade eder, örnek alır, ilimlenir.