İhlâsı karıştıran sebepler:
1) Aşikâre riya: İhlâsı en çok karıştıran riyadır. Birilerinin görüp, beğenmesi ile, ibadete daha da özen göstermektir. Yeni başlamış olan müridlerin çoğu, farkında olmadan şeytanın bu aldatmasına kapılırlar.
2) Gizli riya: Eğer bu aldatmaya kanmaz, etrafın beğenmesiyle halini değiştirmez ve namaza başladığı gibi devam eder, fakat bu defa da kendinin örnek olduğunu, huşû ile namaz kılarsa etrafını etkileyerek iyilik edeceğini, onların da huşû ile kılmalarına sebep olacağını düşünürse, aldanır. Bu kendini büyütmektir ve varlık alâmetidir. İnsan varlığından kurtuluncaya kadar, daima kendini önemli görür. Burada ise sanki etrafını önemsiyor gibi bir aldanışa girmiştir. Burada aldandığını kendi bile fark edemez, gizlidir. İhlâsı da gizli olarak karıştırılmıştır. Gizli riya denir. Gizli riya kalabalık içinde olmuştur.
3) Gizli riyasını hem kalabalıkta, hem de yalnızken yaparak, bütün anlarına yaymak: Aleni ve gizli riyadan haberi olduktan sonra, ibadetini kalabalıkta nasıl yapıyorsa, yalnız iken de öyle yapmaya çalışır. Kalabalıkta huşû ile kıldığı namazı, tenhada da aynı huşû’u duyuyormuş gibi kılmaya çalışır. Kendinden ve Rabbinden utandığı için böyle yapar. Yani sanki: “Rabbim, ben tenhada da böyle kılıyorum” demiş gibi olur. Bu ise, Allah(c.c.)’ı uzak bilmesinden ve O’nu (Haşâ) kandırabileceğini düşünmesinden olur. Allah-ü Tealâ onun her haline ve kalbindeki her şeye muttali değil midir? Halbuki yapması gereken, yalnızken nasıl ise, toplulukta da öyle olmaktır. Ve ibadeti kalabalığı görmeyerek, insanları yokmuş gibi hissederek, bir bitki mesabesinde kabul ederek yapmak güzeldir. Göz, görmesi gerekeni gördükten sonra başka bir şey görmez.
4) En ince olan ise: Şeytanın bu duruma gelmiş olan kişiyi artık huşû sebebiyle aldatamayacağını bilmesi ve kalben aldatmasıdır. Bu aldatış şöyle olur; kişi toplum içinde iken, namaza niyet ettiği sırada, Allah(c.c.)’ın azametini, Celâlini, kalbine nazar edeceğini düşünerek, namaza kalben hazırlanıp, durur. Eğer bu hal yalnızken de hissedilerek, ibadet yapılıyorsa, riya değildir. Ama yalnızken alelacele kılıp, yapacağı işe koşuyorsa ve toplulukta da böyle bir kalbî niyete giriyorsa, riyadır.
İşte bütün bunları bilmek, kişiyi kendine tanıtır, kendini bilmeyi sağlar, riyadan kurtarır. Bu sebepten âlimin iki rekât namazı, cahilin bir yıllık ibadetinden hayırlıdır, denmiştir. Buradaki âlim, amellerin ve afetlerin her türlü inceliğine vâkıf olup, kendine perdeli olmayan ve kendini bilen, Allah âlimidir. Sadece din bilgilerinin âlimi olan âlim, nefsi ile tanışmayan ve mücahede yapmamış olan âlim kast edilmemiştir.