Kategori arşivi: 7.02.Korkunun Dereceleri

Korkunun Dereceleri

Korkunun Dereceleri:

Korku, insanı Allah(c.c.)’a yaklaştırmak için ilim ve amele sevk eden, İlâhi bir kamçı gibidir. Korku makbul olmakla birlikte, diğer makbul olan şeyler gibi değildir. Ne kadar çoksa o kadar makbul olduğunu sanmak yanlıştır. Korkunun makbul olan miktarı; orta derecede olanıdır. Bundan daha az derecede olursa, âzalar üzerine etkili olmayan, dolayısıyla onları kötülükten koruyamayan bir korku olmuş olur ki, hiç faydası yoktur. Aşırı olan korku ise, insanı üzüntüye ve ümitsizliğe düşüreceğinden, amelden alıkor.

Esasında korku, eksikliktir. Çünkü korkunun kaynağı cehalet ve zayıflıktır. Buradaki cehalet, kişinin sonunu bilmemesi sebebiyledir. Zayıflık ise; kaçınılacak bir şeyle karşılaştığı takdirde, karşılaştığının ne olduğunu bilmediği gibi, def etmeye de kudretinin yetmeyeceğini bilmesidir. Bu, bundan haberi olmayanlara nazaran, makbuldür. Lâkin, Hakk’ın ilim ve kudret sıfatları ile vasıflanmış olanlara nazaran noksandır. Bu sebepten korku, esasında eksikliktir, dedik. Allah(c.c.)’ın sıfatları arasında, zayıflık ve cahillik yoktur. Şerefli yaratılmış olan insan için ise, Hakk’ın vasıflanması caiz olmayan sıfatlarla donanımlı olarak, yaptığı her şey noksanlık addedilir.

Korkunun efdal olanı, insanı kötü sondan korunmak üzere, Allah(c.c.)’ın rızasına ulaştıracak işleri yapmasına sebep olacak olandır. Bu maksada yetmeyen veya maksatı aşanlar iyi değildir.

Meselâ; Allah(c.c.) korkusu ile ölenler olmuştur. Gerçi bu kişiler, Allah-ü Tealâ indinde şehitlerdir. Fakat her ne kadar, korkusuz ölene nazaran efdal olsalar bile; ömrünü Allah’a yaklaşma sebepleri içinde iyi işler ile meşgul olanlar gibi olabilirler mi? Saadetlerin efdali; fikir, mücahede ve marifet ile, kulluk içinde geçen uzun ömürdür. Şehadet makamı, altında olan makamlara nispetle fazilet olsa da, sıddıkların ve mukarreblerin makamına göre fazilet değildir.

Kısaca amelde etkisi olmayan korku, bir değer taşımaz. Akla engel olan, devamlı korku düşüncesi ile aklı zayıflatan ve meşgul ederek, amele mani olan korku iyi değildir. Sehl, uzun süre açlık riyazetine giren talebelerine: “Dikkat edin, aklınızı koruyun. Zira Allah’ın velileri arasında, aklı kısa olan yoktur” demiştir.