HAFİZ (el-Hafîz) (39)
Muhafaza eden ve dengede tutan
Kur’an-ı Kerim’de: altı defa geçmektedir.
Hûd 57/ Sebe’ 21/ Şûrâ 6 / Yusuf 64/ Hicr 9/ Enbiyâ 80. Âyetlerde, “hafîz” , “hâfız”, “hâfizûn” olarak geçer.
Bu ismin manâsı korumak, saklamak, muhafaza etmek demektir. Allah hem mahlûkunu yaratır, hem de onu içten ve dıştan gelecek olan tehlikelere karşı korur. Eğer tefekkür edilirse insan vücudundaki koruma sistemi, bebeğin anne karnında korunuşu, dünyamızın kendi sistemi içinde korunuşu, güneş sisteminin korunuşu; bunlar tesadüf olmayıp, doğrudan Allah’ın korumalarıdır. Ormanlar yeryüzünün akciğerleri olarak yaratılmış, böylece hem oksijen kaynağı ve hem de su için var oluşları bu sistemin en önemli tezahürleridir. İnsanların evlâtları için gösterdiği koruma duygusu, keza hayvanların yavrularını koruma içgüdüleri hep Allah’ın bu isminin yansımasıdır.
Hafîz isminin insana yansıması ile ,o kişi canını ,malını, ırzını, evlâdını, dinini korumak, muhafaza etmek duygusuna sahip olur. İnsanın önce kendini iç ve dış tehlikelerden koruması lazımdır. Sonra etrafını korur. Bu ismin tecelli ettiği kişilerde, ruhta bilgi olarak mevcut olan Hafîz ismi belirir. Ve koruma bununla olur. İnsan yaratıldığı gibi kalmaz. Dünya hayatı ile bilgilenme başlar. Bu bilgilenme bazen egoyu ortaya çıkaracak tarzda gelişir. İşte insanın kendini muhafazasında insani değerlerin korunması da vardır. Meselâ; uyuşturucu işi ile meşgul olan biri kendi şartlarını mükemmelleştirmek için, yani menfaati icabı, dışındaki pek çok insana zarar vermektedir. Bu durum insani değerlerin bozulduğu, kendi menfaatleri icabı başkalarının hiçe sayıldığı bir durumdur. Hafiz isminin insana yansıması ile ,insan hem kendini böyle kötülüklerden korumuş olur, hem de kendi dışındakileri ve insanı insan yapan değerleri korumuş olur. İnsan yaratılırken ruh emaneti ile dünyaya gelir. Dünya hayatının şartlarına uygun olmak üzere yaşarken, edinilen yanlış bilgilerle bu ruh emaneti örtülü kalır. Hakikat ve haklar saklı kalmış olur. Kendi ile meşgul olan insan, yaptıklarının muhasebesini tutar. Yararlı ve zararlı olanları tesbit ederek, açıkça kendini eleştirip,yarara yaklaşır. Zarardan uzaklaşır. Bu zarardan uzaklaşmak da muhafazadır. İnsan yaptıklarından bir gün hesaba çekilecektir. Önemli olan hesaba çekilmeden önce her an kendini hesaba çekmektir. Nefis muhasebesi insanın kendini muhafazasında ilk adımdır.
Muhafaza başladıktan sonra, devam ettirmek için kalbin, dilin korunması lâzımdır. Dilin korunması için, insanı hüsrana götürecek kötü ahlâktan korunmak gerekir. Kalbin korunması için ise kalbi işgal eden faydasız, hatta zararlı düşüncelere yer vermemelidir.
Dilin korunmasında, nefsin muhasebesinden faydalanılır. Kalbin korunmasında, nefsin murâkabesinden faydalanılır. Bir yere kadar insan sadece dilinden mes’uldür. Kemalâtın başlaması ile, hem dilinden hem kalbinden mes’ul olur. Dolayısıyle kalbin korunması daha zordur.