Tefekkürün Fazileti:
“Onlar ayakta iken, otururken, yanları üstünde yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: (Rabbimiz, Sen boşuna yaratmadın) derler”
Âl-i İmran/191
“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardı ardına gelmesinde, akıl sahiplerine şüphesiz deliller vardır” Âl-i İmran/190
“Göklerin ve yerin, buyruğu ile ayakta durması; O’nun varlığının alâmetlerindendir” Rûm/ 25
“Allah sizin bilmediğinizi yaratır” Nahl/18
“Yerin yetiştirdiklerinden, kendilerinden (kendi nefislerinden) ve daha bilmediklerinizden çift çift yaratan Allah, münezzehtir” Yasin/36
“Kendi içinizde, Allah’ın varlığına nice deliller vardır, görmez misiniz?” Zariyat/21
“Sizi topraktan yaratması, O’nun varlığının belgelerindendir. Sonra hemen birer birer insan olup, yeryüzüne yayılırsınız” Rûm/20
“İnsan kendini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, hemen apaçık bir hasım kesilir” Yasin/77
“İnsan oğlu bahse değer bir şey olana kadar, şüphesiz uzun bir zaman geçmiştir. Biz insanı katışık bir nutfeden yaratmışızdır; onu deneriz, bu yüzden onun işitmesini ve görmesini sağlamışızdır. Şüphesiz ona yol gösterdik. Buna kimi şükreder, kimi de nankördür” Dehr/ 1-3
“Göğü gücümüzle biz kurduk; şüphesiz kudret sahibiyiz. Yeryüzünü biz yaydık; ne güzel yaymışız”
Zariyat/47-48
“Biz yeryüzünü dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı?” Mürselât/ 25
“Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları oyun olsun diye yaratmadık. Biz onları ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık” Duhan/38,39
“Göğü karışıklıktan korunmuş bir tavan kıldık, halbuki onlar bundaki delillerden yüz çeviriyorlar” Enbiya/32
“Üstünüze yedi kat sağlam gök bina ettik” Nebe/12
“Rızkınız da, size verilen âzab da göklerden gelir”
Zariyat/22
“Ey inkârcılar, sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip, yükseltmiş ve ona şekil vermiştir” Naziat/27,28
Yukarıda bir kısmından örnekler verdiğimiz âyetler, tefekkürün faziletini bildirmektedir. Bu âyetlerden anlıyoruz ki, Allah-ü Tealâ yarattıkları üzerinde düşünmemizi istemektedir. Hz. Peygamberimiz (s.a.v.): “Allah’ın yarattıkları üzerinde tefekkür edin. Zât’ı hakkında düşünmeyin, zira siz O’nun kadrini takdir edemez, O’nu anlamaya güç getiremezsiniz” buyurmuşlardır. (Teberani)
Yine: “Veyl o kimseye ki, Âl-i İmran 190,191. âyetlerini okur da, bunun üzerinde düşünmez” buyurmuşlardır.
(İbn-i Hibban)
“Bir saat tefekkür, bir gece ibadetinden hayırlıdır”
Hasan-ı Basrî
“Tefekkür senin aynandır, iyilik ve kötülüklerini sana gösterir” Fudayl
“Sözü zikir, sükûtu fikir, bakışı ibret olanlar benim gibidir” Hz.İsa a.s.
“Sözü hikmet olmayanların konuştukları lağv (boş), tefekkür etmeyenin sükûtu sehv (yanlış), ibret nâzarıyla bakmayanın bakışları da sehvdir” Hasan-ı Basrî
“Yalnızlık, tefekkür için uygundur. Düşünce ve tefekkür insanı Cennet yoluna ulaştırır” Lokman a.s.
“Allah-ü Tealâ’nın nimetleri üzerinde düşünmek, en makbul ibadetlerdendir” Ömer b. Abdülaziz
“Eğer insanlar Allah-ü Tealâ’nın Azameti üzerine düşünseler, O’na isyan etmezlerdi” Bişr-i Hafî
“Tefekkürle kılınan iki rekât namaz, tefekkürsüz yapılan bir gece ibadetinden hayırlıdır” İbn-i Abbas
“Dünyalığı düşünmek, ahirete perde ve velâyet sahipleri için bir ukubettir (cezadır). Ahireti düşünmek ise hikmeti doğurur ve kalbi uyarır” Ebû Süleyman
“Hayrı düşünmek, hayrı davet eder. Kötülüğe nedamet onu terk etmeye davet eder” İbn-i Abbas
Rivayete göre Allah-ü Tealâ indirdiği kitaplardan birinde: “Ben her hikmet sahibinin sözünü kabul etmem; onun himmet (tercih ile yönelerek, çabalama) ve arzusuna bakarım. Şayet himmet ve arzusu bana ise; onun sükûtunu tefekkür, sözünü hamd olarak kabul ederim” buyurmuştur.
“Akıl sahipleri, zikir ile fikre; fikir ile de zikre döne döne kalplerini dile getirir ve hikmetle konuşmaya başlarlar” Hasan-ı Basrî
“Meclislerin en şereflisi, tevhid sahasında düşünenlerin arasında bulunup, marifet havasını teneffüs etmek, meveddet deryasından muhabbet bardağından içmek ve hüsnü zan (iyi zan) ile Allah-ü Tealâ’ya bakmak gayesini güden meclislerdir. Bu gibi sohbetlerde bulunup, bu gibi zevkli şerbetler içenlere müjdeler olsun”
Cüneyd-i Bağdadi
“Söze sükûttan ve hüküm çıkarmaya da tefekkürden yardım isteyin” İmam-ı Şafii
“Faziletler dört adettir: Birincisi hikmettir ki bunu ayakta tutan tefekkürdür. İkincisi iffettir ki; şehveti zapt etmekle elde edilir. Üçüncüsü kuvvettir; gadabı (öfkeyi) önlemekle elde edilir. Dördüncüsü adalettir ki; bunu da ayakta tutan itidal(orta yol) ve nefse karşı kuvvetli olmaktır” İmam-ı Şafii