TEVBELERİN ÇEŞİTLERİ:
Bir insan aynı anda büyük günahlarından bazısına tevbe ederken, bazısına edemeyebilir. Bu mümkündür. Günahın bazısından kurtulmak ta kârdır. Zira bazıları bütün günahlarına aynı anda tevbe ederek, terk edecek gücü kendilerinde bulamayabilirler. Gücü hangi günahına tevbe etmeye yetiyorsa, ona tevbe etmelidir.
Yine bir insan günahını, artık gücü yetmediği için işlemez ve terk ederse, sonra da eski hali için tevbe ederse, bu tevbe kabul olmaz. Meselâ zina gibi. Lâkin gücü yetmediği için terk ettiği günahının, birden idrakine varsa ve pişman olsa, günahı işlerken de bu idrakte olmamış olsa, umulur ki bu tevbe kabul edilir.
Bir başka şekil: Büyük günah olduğunu bilerek,ona devam edip, küçük günahlardan tevbe edenin durumudur. Bu da mümkündür. Meselâ içkiye devam edip, gıybet için tevbe etmek gibi. İnsanlar günahlarını işlerken zayıflık, gaflet ve cehaletleri sebebiyle işlerler. Allah korkusu, zayıf olan pişmanlıkları sebebiyle, zayıf olan meyline engel olduğu halde, kuvvetli olana yönelmesine mani olamaz. Hiç olmazsa gücünün yettiği yerde Şeytan’a muhalefet etmiş olur. “Günahtan tevbe eden , günah işlememiş gibidir” Hadis’inden anlıyoruz ki, burada günah tekil olarak kullanılmış olup, sadece “o günahı işlememiş gibi olur” manasındadır. Bu sebepten içki içen birisi Ramazan’a hürmet ederek içkiyi Ramazan boyunca bıraksa ve orucunu da tutmuş olsa; bu kişiye “senin orucun kabul olmaz” denilemez. Aynı şekilde günahkâr olup, namaz kılana “ senin namazın kabul olmaz, diğer günahlarını da terk etmelisin” denemez. Her Müslüman için böyle durumlar olabilir. Hiç kimse günahtan uzak değildir.