Mektup:
Ya! İlâhi! Mektup uzakta olana yazılır. Lâkin uzaklık sebebiyle değil, mahcubiyetimden dolayı, huzurunda söylemeye çekindiklerimi, mektup ile yazmayı düşündüm.
Biliyorum ki, bana şah damarımdan daha yakınsın. Ve Sen, bunun böylece bilinmesini murad edersin. Hem de öylesin. Bana benden yakın olan Rabbim. Huzurunla huzurlu, varlığınla varlıklı, aşkınla aşklı, coşkunla coşkulu Sana yazıyorum.
Biliyorum ki, ancak Sen var olduğun için, varım. Eğer Sen olmasan, ben olmazdım. Biliyorum ki, Sen dilediğin için, dilemekteyim. Eğer Sen dilemesen, ben dileyemezdim. Biliyorum ki, Sen tevhide getirdiğin için tevhidindeyim. Sen getirmesen, ben gelemezdim. Senin dileğin, benim dileğim mi, yoksa benim dileğim Senin dileğin mi? Böyle diyebilmek için, önce yok eden, sonra da varlığınla var edensin.
Tevhidini yaşayabilmenin başı, biliyorum ki, bütün işlerin sahibi olarak Seni görmek ve sebeplere kapılıp, sebepleri Sana şirk koşmamak imiş. Ama bizler küçücük olan ve halâ küçük hesaplarla uğraşan aklımızla, sebepleri görmekten ve gerçek müsebbibi(Seni) görememekten nasıl kurtulacağız? Nefsimizle var ettiğimiz kendimizi, nefsimizi yenerek nasıl yok edeceğiz? Bilirsin ki, yokluğa katlanmak zordur. Herkes kendini var etme peşinde koşarken, dünya hayatına da böylece katlanırken, nasıl yokluğu isteyecekler? Yokluğun dayanılmaz boşluğuna nasıl katlanılır? Ancak Seni severek ve sevmek sebebiyle tâbi olarak. Ama Sen sevmeden bizler sevmeyi de bilemeyiz. Bizler sevginin böylesini hiç bilmedik. Yani hakiki sevmeyi bilmiyoruz. Karşılık beklemeden, ummadan sevmeyi bilmiyoruz. Seni sevdiğimizi söylerken de neler bekliyoruz, bilirsin. Sanki Sen sevilmeye muhtaçmışsın gibi. Halbuki bizim sevgimizle, Sen ancak bizim adımıza hoşnut olursun. Senden dünyalık bekleriz, Cennetini bekleriz, Cehennemden korunmayı bekleriz. Bizim beklentilerimizi kaldır, bize hakiki sevmeyi bildir, böylece Seni bilelim ve tevhidini yaşayalım.
Âzametini takdir edemiyoruz. Çünkü, büyük küçüğü takdir edebilir. Bizler ise, sadece tefekkür edebiliyoruz. Gerçek yaşamak, her işte fiillerin Sana ait olduğunu bilmekle başlıyor. Bize yaşamayı nasip et, Ya Rab! Biz Seni, ancak Seninle arar ve Seninle buluruz. Aradık, bulmayı nasip et, Ya Rab!
O zor olan günde, mahşer yerinde, hesap görülürken tevhid ile gelenlerden, rahmetinden umanlardan, beklentisiz koşanlardan, Senden razı olup, Senin de razı olduklarından eylemeni dua eder, bu duaya tüm kardeşlerimizi ve yakınlarımızı dahil ederken; güzeller yüzü suyu hürmetine, bu acizi de katmanı niyaz ederim, amin, amin, amin Ya Rabbi Rahim!