MÜHEYMİN (el-Müheymin) (8)
Kâinatın bütün işlerini düzenleyen,gözetip,yöneten; insanları daima murâkabe eden manâlarını taşır.
Kur’an-ı Kerim’de iki yerde geçer:
1) Haşr 23.âyet’te Allah’ın ismi olarak,
2) Mâide 48.âyette ise, daha evvel gönderilen semavi kitapları genel esaslar bakımından tasdik etme ve bu kitapların da aynı ilâhi kaynaktan olduklarına şahid olma bakımından kullanılmıştır.
Allah’ın, yarattığı bütün mahlûkatına muttali olması, istilâ etmesi ve hıfz etmesidir. Muttali olmak amelleri, rızıkları ve ecelleriyle mahlukatına hakim oluşudur. Bu hakimiyet Allah’ın ilmi ile olur. İstilâ etmek, Allah’ın kudreti ile olur ve mahlukatın hepsi için hatta aynı anda mümkündür. Hıfz etme ise koruma, muhafaza etme manâsınadır.
Bu özellikleri sebebi ile, eş-Şehîd, er-Rakîb, el-Hafîz isimlerindeki manâyı da içinde taşır.
Bu isim kullara yansır. Hatta bütün kullara yansır. İnsanda Müheymin isminin tecellisi ile en alt kademede olmak üzere kişinin kendisi ile ilgili kalbine sahip olması, kalbindeki hakikati bilmesi ve koruması şeklindedir. Bunun biraz daha kuvvetli yansıması diğer insanların iç alemlerine vâkıf olarak onların doğru yolda devam etmelerine göz kulak olmakla olur. Bu Müheymin isminin daha kemalli tecellisidir.
İnsan-ı Kâmil’de Müheymin ismi kemal ile zuhur etmiştir. Hem kalplere vâkıftır (muttalidir), hem o kalblerde yer alır (istilâ eder) ve hem de kalbde mevcut olan güzel halin devam etmesini sağlar (hıfz eder).
Allah’ın bu ismi ile isimlenmemiş olan kişi kalbinden ve kalbinin hallerinden haberdar bile değildir ki, nereden kalbini korumayı bilsin. Bu sebeple insan bu isimden nasiplendiğinde ilk fayda kendi kalbine olur. Kendi kalbine , yani kendine olur. Sonra kendini aşabilir.
Kalbime dolunca, gölgem kayboldu; özüm apaçık zâhir oldu.
Hakikatimle barışık yaşayınca, sebat imanım oldu.
Kalbime doldun, kalplere aktım; özümü gördüm, özlere baktım
Aldanışlara aldanmayıp ta, pazarımda salt hakikat sattım.
Kalpte mekân tutmasan, yaşanan hayal idi.
Böyle bir aldanışla son nefes hüsran idi.
Lûtuf Sensin; aldanmadım, aldatmadım kamuyu
Sen bildirdin, ben gösterdim doğruyu.
Ya Muheymin! Sensizlik, hiçbir şeyle dolmazmış
Varlığınla var olmak, ebedi var olmakmış.