KAVİY(el-Kavî)/METİN(el-Metîn) (54, 55)
Çok Kuvvetli Kudretli
Kur’an-ı Kerim’de, Kavî ismi dokuz defa geçmektedir:
1) Fizikî ve manevî kuvvet manâsında: Fussilet 15/ Meryem 12
2) Harici destek manâsında : Hûd 80 / Neml 33
3) İlâhi kudret manâsında: Bakara 165 / Kehf 39 / Fussilet 15
4) “zü’l-kuvve” olarak Allah’ın kuvvet sahibi olduğu : Zariyat 58
Bu sayılan dört maddedeki kullanılış biçimlerinin hepsinde de, “kavi, aziz” beraberliğinde kullanılır. Tek başına kullanılmaz.
5) “şedîdü’l-ikab” yani ( cezası pek şiddetli) manâsında:
Enfal 52 / Mü’min 22
6) Enfal 60. Âyette : “…düşman için kuvvet hazırlayınız” buyruğu insana hitaptır.
Kur’an-ı Kerîm’de Metin ismi:
1) “Şüphesiz ki rezzak, kuvvet sahibi ve metin olan ancak Allah’tır” mealindeki Zariyat 58. Âyette Allah, Metin ismi ile nitelenmektedir.
2) Daha çok; kâfirlerin hakka mani olmak üzere kurdukları düzenlerin, Allah tarafından mutlaka imha edileceğini bildiren Âyetlerde kullanılan “keyd” terimi, bazı âyetlerde “Metin” olarak geçer. A’raf 183 / Kalem 45.
Kaviy isminin kelime manâsı tam bir kudrettir. Metin isminin kelime manâsı ise, metanet yani kuvvetin şiddetli oluşudur. Allah kudretinin tam olması bakımından Kaviy, kuvvetinin şiddeti bakımından ise Metîn’dir. Kudret ile metanet arasındaki ilgi şöyledir: kudret arttıkça dayanıklılık yani metanet o kadar büyük olur. Zayıflarda ise metanet yok gibidir.
İnsanların, Allah’tan başka şeylerle; meselâ para, mal, makam gibi şeylerle kudretlenmeleri, hakiki kudret değildir. Çünkü , bu kudretli gibi görünen zayıflar, sahip oldukları ellerinden gittiğinde kudretsiz kalırlar. Yani kudretlerinin kaynağı sağlam ve sabit değildir. Hakiki kudrete sahip olmayan bu kişiler, imkanları nisbetinde karşısındakileri ezerler. Bu sebeple sanal olan bu kudrete, esaret kudreti denebilir. İnsan neye esir olursa, sanki bu esarete karşılık, esir olduğu şeyle, diğer şeyleri hükmüne almış gibi olur. Gerçek kudrette, bu asla olmaz. Aksine karşısındakinin menfaatini yükseltme vardır.
Bu isimlerin insana yansıması ise, yine Allah’ın kudret sıfatının yansımasıyla beraber olur. Kişinin kudreti yalnız Allah’dan beklemek, korkmak, istemek ve O’nun yakınında olduğunu bilmektir. Zayıflık ise, etrafa, geleneklere, sahiplendiği her şeye bağlanmak yani esaretten gelir.
Bu isimlerle isimlenmiş kişiler ise hiçbir şeye esir olmadıklarından dolayı sadece Allah’ın kulu olup, O’nun kudret helvasını yiyenlerdir.