Kategori arşivi: 42.Celîl

Celîl

CELİL  (el-Celîl)       (42)

Azamet sahibi

 

            Kur’an-ı Kerim’de: “zü’l-celâli ve’l-ikram”  şekliyle iki âyette geçer: Rahman 27,78

 

İsmin manâsı ; Celâl sıfatlarını kendisinde toplayan demektir. Celâl sıfatları: Muhtaç olmama, ilim, kudret, hakimiyet, bütün noksanlıklardan münezzeh oluştur. İşte bu sıfatları kendisinde toplayan mutlak Celil, Allah-ü Teâlâ’dır.

 

Celil ismi sıfatların kemaline delâlet eder. Kebir ismi Zât’ın kemaline, Azîm ismi ise hem Zât’ın hem de sıfatların kemallerinin toplamına delâlet eder.

 

Celâl sıfatlarını kendisinde toplayan, CELÎL’dir.

Cemal sıfatlarını kendisinde toplayan CEMÎL’dir

 

Basîret , beş  duyu ile idrak etmenin dışında, Allah’ın kalbe doğrudan bildirdiği, ve içine şeytanın ve nefsin karışmadığı bir kalp görüşüdür. Basîret ile Celâl sıfatlarının idraki, Cemal ismini alır. Cemal isimlerin güzel olanlarının topluluğudur. Meselâ bu bakış açısından, Adl veya Kahhar ismini anlamak ve bu isimlerden haz almak mümkün değildir. Meselâ Celâl’i idrak edebilmek için Adl ismini anlamak ve hatta haz almak lazımdır. Belki Allah’ın adaleti bazısına ağır imtihanlardadır. Meselâ varlık sebebi ile ahlâkı bozulacak olanı, yokluk ile yaşatmayı, bu adaletin içinde bulabiliriz. Şimdi bu yokluğa tahammül zor iken, bundan hatta haz almak mümkün değil gibidir. Bu sebepten insanlara razı olmaktan önce sabır tavsiye edilir. Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) “Fakrım ile iftihar ederim.” derlerken, yokluğundan razı oluşunu dile getirmişlerdir. Bu da yüksek makamlarda olanlara ait bir deyiştir.

 

Hulâsa bütün kemalât, ahenkli ve güzel olarak, haz alınan birer Cemal özelliğidir ve bâtıni gözle bunu seyretmek hoşluk verir. Celâl ise, eğer kişi konunun aslına vâkıf olacak bir idrake henüz ulaşamamışsa, acı verir. Kişi, Allah’ın isimleri ile isimlenmiş ve kemal derecesinde bu isimlenme hayatına geçmiş ise, yani sıfatlar ile sıfatlanmayı tamamlamış ise, bu noktadan sonra Celâl ile Cemal aynı olur. Celâl’de Zâti sıfatlar kemalinde olarak bulunduğundan, bir kişide Zât tecellisi olmadan Celâl idraki olamaz. Celâl ancak azın azı tarafından anlaşılır. Umum Cemal peşindedir, hem haz olarak hem de idrak olarak insanlar için anlayışa ve hazza açıktır.

 

İnsanın bu isimden payı: Celîl ve Cemîl ismi ile isimlenmiş kişilerin bâtıni sıfatları yani ahlâkı, Kur’an Ahlâkı’na uyar. Basîretli kişiler de bu kişileri tanır, anlar. Kalpler yanında bulunmakla huzur duyar, haz alır. Fakat  bu az bulunan kişilerin Celâl vasfını anlamak mümkün olmaz. Zira basîret Cemal’i müşahedeye yeter. Bazen anlaşılmadıklarından dolayı yanlış değerlendirilebilirler. Fazla yaklaşmamakta fayda vardır. O’nların dışları güzel olmasa bile iç âlemlerinin güzelliği bir çekim alanıdır.