- Adak:
Adak başlı başına ibadet olup, sadece Allah için adak yapılır. Adanan oruç, vacip oruçlardandır. Namaz, oruç, hac, köle azâd etmek ve diğer ibadetler ile adak yapıldığından, adak doğrudan ibadet olmuş olur. Adağın yerine getirilmesi için, adanan şeyin beş şarta uygun olması lâzımdır:
A)Adanan şey, başlı başına bir ibadet olmalıdır.
B)Ya da farz veya vacip olan bir ibadete benzemesi lâzımdır. Meselâ; abdest almak, gusl etmek, cenaze kefenlemek, hasta ziyaret etmek, Kur’an-ı Kerîm tutmak gibi, başlı başına ibadet olmayan bir şey adanamaz. Farz olan namaz, oruç, hac gibi ibadetler ve vacip olan kurban ve sadaka ibadeti adanır, adaktır. Malını vakfetmek ve umum adına vakıf kurmayı adamak da farz veya vacip olmadığı halde adaktır. Umumun menfaatleneceği, pek çok hacetin giderileceği vakıfları kurmak, birilerinin yapması ile diğerlerini sorumluluktan kurtardığı için farz-ı kifaye ibadetlerden kabul edilir. Bu sebepten adak olur. İtikâfa girmek de böyledir, adanır. Adağın yerine getirilmesini dinimiz emreder.
- C) Kendisi günah olmamalıdır. Haram bir şeyi adamak yemindir, adak değildir. Meselâ biri “falancayı öldürmek, Allah için adağım olsun” deyip, sonradan öldürmeyince, burada yemin olmuş ve yeminini bozmuş olur. Yemin kefareti vermelidir. Kurban Bayramı günü oruç tutmak yasak olduğu halde, bu gün için oruç adamak günah değildir. Adaktır. Çünkü orucun kendisi günah değildir. Fakat başka gün tutularak, adak ödenmiş olur.
- D) Kişinin yapması zaten kendisine farz olan bir şeyi adaması sahih olmaz. Meselâ ; hiç Hac yapmamış olan ve kendisine de Hac farz olmuş olan bir zenginin, “Hac yapacağım” diye adaması, Hac yapacağını haber vermesi demektir. Hac yapar, farzı yerine getirmiş olur. Ayrıca adadığı için Hac yapmaz. Ama, adarken, eğer farz olan Hac yapmayı kast etmemişse, iki defa Hac yapması lâzımdır. Kurban Bayramı günleri için bir zengin kurban adasa, bir tane vacip olan, bir tane de adak olan olmak üzere iki kurban keser.
- E) Adanan şey elindekinden çok olmamalıdır ve başkasının malı olmamalıdır. Meselâ yedeğinde yüz lirası olan, bin lira sadaka adasa, yanında olanı verir. Daha fazla olmadığı için yüz liranın üzerindeki adak, üzerinden kalkar.
İki türlü adak vardır:
1)Mutlak adak: Bir şarta bağlı olmayıp, niyetsiz olarak ağızdan çıksa bile, adaktır. Meselâ; “Allah için bir gün oruç tutacağım” diyeceği yerde, yanlışlıkla “bir ay” dese, bir ay oruç tutmak üzerine vacip olur.
Bir kimse “Allah rızası için oruç tutayım” dese, kaç gün olduğu aklına gelmemiş olsa, niyet de etmemiş olsa, sadece adak olarak düşünmüş olsa, yemin olarak adadığı aklına bile gelmemiş olsa, bu oruç, adak olur ve üç gün oruç tutar. Bunu söylerken, adak aklına gelmemiş olsa ve sadece yemin olarak söylese, yemin olur, adak olmaz. Orucunu bozarsa de yemin kefareti ödemesi gerekir. Hem adak, hem yemin olarak niyet ederse, bu oruç hem yemin, hem adak olur. Bozduğu takdirde, oruç adağı için kaza etmesi, yemin için de kefaret yapması lâzım gelir.
Şarta bağlı olmayan adak, fakir de olsa hemen yerine getirilmesi iyi olur. Lâkin, özürsüz olarak geciktirilebilir de.
Sadaka adandığında, şartlar değişmiş ise, kişi adadığı şartlardan vazgeçebilir. Fakat adak olarak tayin ettiği miktarı değiştiremez. (Falancaya şu kadar vereyim) diye niyet etti ise, o kişiye adadığı miktar kadar vermesi gerekir, kişiyi de, miktarı da değiştiremez.
2) Şarta bağlı olan adak: Murad edilen, hasıl olunca, adak yerine getirilmelidir. Bu adak şükür secdesi gibidir. Allah’a şükretmek için yerine getirilir. Yoksa, (istediğim oldu) diye bir karşılık olarak yapılmamalıdır.
Bâtıl olan adaklar:
Toplumumuzda en sık rastlanan bâtıl(geçersiz) adak türlerinden biri, horoz adamaktır. Böyle bir niyet, adak olmaz. Ancak: “Bir horoz kesip, fakire dağıtacağım” demek adak olabilir. Burada horoz kesmek değil, fakiri sevindirmek, sadakalandırmak adaktır.
Toplumumuzda diğer rastladığımız adak ise, bir türbede yatan yatır için mum, ekmek, şeker, tel, yağ gibi şeyler adamaktır. Bunlar da adak değildir, olmaz. Ancak; “Burada yatan veli kişinin hatırı hürmetine, fakire bir şeyler verilmesi” adanabilir. Hasıl olan sevaptan, bu yatan kişiye de gönderilebilir. Eğer bu kişinin hatırının varlığına inanılıyorsa -ki bu, bu kişi hakkında eksik düşünmekten daha iyidir-bu kişiden imdat istemek değil, O’nun yüzü suyu hürmetine, Allah’dan dileğini istemek doğru olandır. Bu sebepten adak türbelere olmaz.