Kategori arşivi: 21-22.Bâsıt-Kâbız

Bâsıt-Kâbız

BASIT /KABID(el-Bâsıt/el-Kâbız)       (21,22)

Bâsıt; lûtuf ve keremini esirgemeyen, rızkı bol veren, ruhları bedenlere yayan

Kâbız; rızkı belli ölçüde tutup veren,bedenlerden ruhları alan

 

Kur’an-ı Kerim’de:

 

1)    Kâbız : Furkan 46/ Mülk 19. Âyetlerinde Allah’a izafe edilerek  kullanılmıştır.

 

2)  Kâbız ve Bâsıt beraberce : Bakara 245

“darlık veren de bolluk veren de Allah’dır” burada bu iki zıt isim kullanılmıştır.

Ayrıca: Ra’d 26/İsrâ 30/Kasas 82/Ankebût 62/Rûm37/Sebe’36,39/Zümer52/Şûrâ 12,27.Âyetlerde iki isim de kullanılmıştır.

 

3)  Bâsıt: Kâbız ile kullanılması yanısıra, Bakara 257 /A’râf 69/ Nûh 19.Âyetlerde insanların ilmî ve bedeni imkânlarını genişlettiğine dikkat çekilmiştir. Mâide 64.Âyette yine Allah’ın kereminin ifadesini görmekteyiz.

 

Bast hali kalbin genişlemesi ve İlâhi tecellileri alacak hale gelmesi, kabz hali ise kalbin daralması ve İlâhi tecellilere kapalı hale gelmesi manâsınadır. Allah  kimi zaman kimi kalpleri tutarak daraltır ve yansımasını yani tecelliyatını kısar. Kimi zaman ve kimi kalplere de lûtuf ve keremi ile genişleme lûtfeder, böylece kulun kendisine yaklaşmasını  ve İlâhi tecellilere açık hale gelmesini sağlar.

 

Kalbin daralması ile kalpte sıkıntı hasıl olur. İnsan doğruyu eğriden ayıramaz hale gelir. Kalpte vesvese, şek, şüphe hasıl olursa daralma olur. İçinde dünya sevgisi ağır basan kalp, Allah’ın sığamayacağı kadar daralır. Gerçek manâda kalp darlığı, kalpte Allah’tan başka şeylerin olması ile hasıl olur.

Belâya sabır, musibetlere katlanma bile kalpte darlık hasıl eder. Sabırda zorlanma vardır. Allah için katlanma vardır. Bu hal giderek daha az zorlanarak olursa, zamanla kalpte genişleme başlayabilir. Bu sebepten inananlara sabır tavsiye edilir.

 

Kalbin genişlemesi ise, orada Allah’tan başka şeyin olmadığına delildir. Belâya sabır, katlanmak yoktur. Belânın kaynağını bilerek, Allah’tan gelene razı olmak vardır. Burada severek razı oluş vardır. Rızada hoşlanmak vardır.

 

Allah-ü Teâlâ günde pek çok sefer kulunun kalbine tecelli eder. Orada kendisini bulamaz ise bunu tekrarlar, yine bulamazsa kalbi daraltır. Bulursa hemen genişletir. İşte sıkıntılar ve genişlikler böyle olur…İbadetlerin ve güzel amellerin yapılması sırasında, insan diğer düşüncelerden sıyrılabildiği için Allah’la olmak hasıl olabilir ve kalp de Allah ile meşgul olur. Bu da genişlemeye sebep olur.

 

Bu isimlerin bir diğer manâsı ise, Allah ölüm anında bedenlerden ruhu alır, kabzeder. Tekrar dirileceğimiz zaman ise ruhları bedenlere iade eder, bast eder, demektir.

 

Bu isimler ile isimlenmiş olan kişide bu iki ismin yansıması şöyle olur: Kendisine hikmet ve hakikatler verilmiştir. Bu ilim ile amel etmiş olur da sözleri dışarıya etkili olur. Böylece Allah’ın rahmetinden, nimetlerinden lûtuf ve kereminden söz ettiğinde kalplerde genişleme hasıl eder. Allah’ın azabından, celâlinden, kibriyasından, gadabından, aziz olan intikamından bahsederek kalplerde daralma hasıl eder. Korku ve umudu aynı ayarda tutarak, sırat-ı müstakim üzere olmalarını temin eder. Hz.Peygamberimiz (s.a.v.)’ in yolu da böyle idi. Sahabe efendilerimize korku ve umudu yaşatırlardı. Onlar da kalplerinde aldanmaya fırsat vermeden, orta yolda sabit kalmaya gayret gösterirlerdi.

 

Bast kabz’a rahmet, kabz basta hikmet

İkisi de nimet efendim, yok asla zahmet.