ORUÇ (SAVM):
Diğer ümmetlere de farz kılınmış bir ibadettir.
- Oruçla ilgili Âyet-i Kerimeler:
Kuran-ı Kerim’de Bakara Sûresi’nde, dört âyette geçer:
“Ey iman edenler; sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı(farz edildi). Taa ki korunasınız”. Bakara/ 183
“(O) sayılı günler(dir). Artık sizden kim (o günlerde) hasta yahut sefer üzerinde olur(ve orucunu yemiş bulunur)sa, tutamadığı günler sayısınca, başka günlerde tutar. (İhtiyarlığından veya şifa bulması ümit edilmeyen bir hastalıktan dolayı oruç tutmaya) gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye (lâzımdır). Bununla beraber kim gönül isteğiyle bir hayır yaparsa, işte bu onun için daha hayırlıdır. Oruç tutmanız sizin hakkınızda (yemenizden ve fidye vermenizden)daha hayırlıdır, bilirseniz”. Bakara/184
“(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, Kur’an onda (Kadir gecesinde Lehv-i Mahfuz’dan dünya sema’ına) indirilmiştir. (O Kur’an ki) insanlara (mahz-ı) hidayettir, doğru yolun ve Hak ile batılı ayırt eden hükümlerin nice açık delilleridir. Öyleyse içinizden kim o aya erişirse (hazır olur, misafir olmazsa) onu tutsun; kim de hasta olur, yahut bir sefer üzerinde bulunursa, o halde başka günlerde oruç tutmadığı günler sayısınca (orucunu kaza etsin). Allah size kolaylık diler, size güçlük istemez. (Bu kolaylığı istemesi), o sayıyı (kaza borcunuzu) ikmal etmeniz, Allah’ı -sizi muvaffak buyurduğu o şeyden dolayı da- büyük tanımanız içindir. Olur ki şükredersiniz”.
Bakara/185
“Oruç günlerinizin gecesinde, kadınlarınıza yaklaşmak size helâl edildi. Onlar sizin için, siz de onlar için birer libassınız. Allah, nefislerinize karşı zaaf göstermekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti, sizi bağışladı. Artık (bundan sonra geceleri) onlara yaklaşın ve Allah’ın hakkınızda yazdığını isteyin. (Bütün gece) fecr-i sadık olan, ak iplik kara iplikten size seçilinceye kadar yiyin, için; sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulunduğunuz zaman kadınlarınıza (geceleri de) yaklaşmayın. Bu (hükümler) Allah’ın sınırlarıdır. Sakın onlara ( o sınırlara) yaklaşmayın. İşte Allah âyetlerini böylece insanlara açıklar. Taa ki korunsunlar” Bakara/187
“Geçirdiğiniz günler karşılığı olarak, şimdi afiyetle yiyin, için” Hakka/24.âyet için, “geçirdiğiniz günler” ibaresi, müfessirler tarafından oruç günleri olarak kabul edilmiştir.
“Hiç kimse, onların işlediklerine mükâfat olmak üzere saklanmış olan göz aydınlığını bilemez” Secde/17.âyetinin tefsirinde denildi ki; “onların işledikleri iyi iş,oruçtu”. Zira:
“Sabredenlere ecirleri hesapsız ödenecektir” Zümer /10. âyette buyurulmuştur.
Bir Kudsi Hadis’te, anlatıldığı üzere, Allah-ü Tealâ:
“Her iyiliğe, on mislinden yedi yüz misline kadar sevap verilir. Yalnız oruç Bana mahsustur. Onun mükâfatını da ancak Ben veririm” buyurmuştur.
Ramazan ayında her gün oruç tutmak; İslâm’ın beş şartından( Kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak, hac yapmak) dördüncüsüdür. Oruç, hicretten on sekiz ay sonra, Şaban ayının onuncu günü, Bedir gazâsından bir ay evvel farz oldu. Ramazan kelime anlamı bakımından yanmak demektir. Çünkü bu ayda (hakkıyla!)oruç tutanların günahları yanar, yok olur.
Ramazan ayında oruç tutulması herkese farz kılınmıştır. Ramazan ayı dışındaki diğer zamanlarda da nafile oruçlar, kaza oruçları ve kefaret oruçları tutulur. Yalnız Ramazan Bayramının ilk günü ve Kurban Bayramının dört günü oruç tutulması haram kılınmıştır.