Kategori arşivi: Adımlar 2.Cilt

Korkunun Şiddetinde Sahabe Halleri

Korkunun Şiddetinde; Selef-i Salihin, Sahabe ve Tabiin’in Halleri:

“Keşke insan olmasaydım da senin gibi bir kuş olsaydım”
Ebû Bekir(r.a)
“Keşke ağaç olsaydık ta insan olmasaydık”
Ebû Zer ve Talha(r.a)
“Öldükten sonra tamamen yok olup, gitmeyi arzu ederdim”                                                                      Hz.Osman(r.a.)

“ Öldükten sonra tamamen unutulmuş olmayı, candan arzu ederdim”                                                           Hz. Aişe(r.a.)

Hz. Ömer(r.a.)’in Kuran’dan bir âyet duyduğu vakit bayılıp, düştüğü ve günlerce ziyaret edildiği söylenir. “Amel defterleri açılıp yayıldığı zaman” Tekvir/10. âyette düşüp, bayılmıştır.

Musa b. Mes’ud: “Biz Sevri’nin sohbetinde bulunduğumuzda, O’nun Cehennemden çekindiği durumunu görür ve sanki Cehennemin etrafımızı kuşattığını sanırdık” demiştir.

Mâlik b. Dinar: “Kâbe’yi tavaf ederken, bir seferinde küçük bir kızın, Kâbe’nin astarına yapışarak (Ya Rab, nice şehvetler var ki, zevkleri gitti, eserleri kaldı. Senin Cehennem azabından başka bir terbiye sistemin yok mu?) diyerek sabaha kadar ağladığını görünce, başımı ellerimin arasına alarak (Mâlik, helâk oldun) dedim” diyor.

Ebû Hafs: “Kırk yıldır yaptığım işlerime bakarak, Allah-ü Tealâ’nın bana dargın olduğuna kanaat getiriyorum” demiştir.

Mektup-Havf

Mektup

Ya! Rabb-i Rahîm!

Ya! İlâhi bizleri bağışla. Sonsuz merhametinle esirge ve bağışla. Son nefesimizi iman ile vermemizi nasib et. Duyduk ki; bazı âyetlerini duyunca can verenler olmuş. Bizler ahir zamanın acizleri olarak ve hiç de aczini ve hududlarını bilmeyenler olarak, yine affına ve merhametine sığınıyoruz. Sen büyüklenenleri sevmezsin. Biz de bundan dolayı acziyetimizi bilmeye çalışıyoruz. Her ne kadar bilemediysek de, bilenlere dahil eyle. İşte, korkumuzun sebebi, bu kusurumuzdan dolayı, gaflet içinde can vermek.

Dünya sevgisinin ne demek olduğunu az çok bilmekteyiz. Bizi bu sevginin ağır sonucundan koru. Kalbimizde dava ile, eskilere ait sıkıntılar ile, karışıklık ile Huzuruna gelmekten koru. Son nefesimizi imanî karışıklıklardan temizle. Seni anarak, Sana inanarak, Peygamberimiz(s.a.v.)’e inanarak gelmemizi nasib et. Sen âyetinle, Peygamberler arasında bir fark gözetmeksizin, O’nlara iman etmemizi istemektesin. Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) de Ashabı için, aralarında hiç birine dil uzatmayan bir halde olmamızı istiyor. Bizi bu türlü tefrikalar sonucu, bize fayda getirmeyen, hattâ zarar veren bu türlü kalp karışıklığı ve husumet göstermekten  son nefesimizde koru.

Duyduk ki, böyle karmaşa ile karşılaşsak da, yaşarken kendi kendimize imanımızı yeniden hatırlamak üzere söylediklerimizi, o zor olan son anda hatırlayabilirmişiz. Şu andan itibaren, son nefesimizdeki tehlikeden kurtulmak üzere, niyet ediyor ve daha sık “amentü billâh” demeye ahd ediyoruz. Ben Allah’a inanıyorum, ben Resulullah(s.a.v.)’a inanıyorum. Benimle birlikte olan dostlarım da inanıyorlar. Ben şahidim. Şimdi bu yazıları okuyanlar da inandıklarını tekrarlayacaklar.

Dilimizle söylediğimiz, halimize geçmezse, yalancılardan oluruz. Hem inandığımızı söyler, hem de Sana itaat etmezsek yalancılardan oluruz. Bize yardım et. Niyetlerimizin halis olduğunu fakat nefislerimize güç getiremediğimizi biliyorsun. Her şey Senden olduğuna göre, kalplerimizin sahibi olarak, lûtfen kalplerimize sundur.

Sana daima mektup yazdım. Yine yazacağım. Bu mektuplar, huzuruna getireceğim delillerimdir. Ben kulum, talebim olur. Sen Rab’sın, verişin olur. Çok kalabalık olan ailemle hiç engelsiz Sana vasıl olma sebeplerimizi halk et. Hamd Sana, senâ Sana, taat ve ibadet Sana, kulluk da ancak Sanadır.

Ya! Zül Celâl-i ve’l İkrâm!

Ya! Erhame’r Rahimin!

Ya! Rabb-i Rahim!

 

“Amentü billâh” , “Amentü billâh” , “Amentü billâh”

Amentü Billahi

AMENTÜ BİLLÂHİ

Rabbim korkarım, son nefesimden

Ümidim galip gelse de, titrerim her dem.

Niceleri göçtü bilmem, kötü son ile,

Cehennem’i yarattın, uzak mı benden?

Korkarım “amentü billâh” düşmez dilimden.

 

Duydum ki son anda, zormuş söylemek,

Bu sebepten yaptım dilime, pesek

Acep dünyaya diyorum, hiç mi gelmesek

Dolaşırken daim, “amentü” desek

Amentü’yü hemen kalbe indirsek.

 

Sonundan emin olan var mı, bilemem

Ben bu aldanışla, Sana gelemem

Pek çok günahım var, başka şey bilmem

Dilimde daima, amentü billâh

Dilimden kalbime işledi, Allah!

 

Tesbih olsun, zikir olsun, vird olsun

İster taklid, isterse gerçek olsun.

Maksat o ki, dil gayriyi unutsun

Yarın huzuruna çıkarsam, elbet

Amentü diye diye, budur saadet

 

Sana geliş, bilmem nasıl olacak?

Ruhum, nasıl bu tenden ayrılacak?

Acep kimler, umduğunu bulacak?

Kudret Sende,hüküm Sende, güç Sende

Dilerim ki, amentü hep dilimde.

 

Sen dilersen, bildirirsin ilimden,

Sen dilersen, söyletirsin dilimden

Başka bir şey gelmiyor ki, elimden.

Gayretimle kurtulamam nefsimden

Amentü çıkmıyor asla, kalbimden

 

Sen dilersen uçurursun aşk ile,

Sen dilersen göçürürsün, şevk ile

Emaneti alıversen, hüsn ile

Dilime vird oldu “amentü billah”

Dosta yüzüm kara çıkmaz, inşallah.

 

Kudret Senin, dilediğin yaparsın

Hem yaparsın, hem de hesap sorarsın

İradeni irademe sararsın

Son nefesin korkusuna salarsın

Amentü’yü kalplere Sen koyarsın.