Kategori arşivi: 5.02.Dua Rızaya Aykırı Değildir

Dua Rızaya Aykırı Değildir

DUA RIZAYA AYKIRI  DEĞİLDİR:    

Dua, sahibini rıza makamından çıkarmaz. Aynı zamanda günahı çirkin görmek, günahkâra ve günah sebeplerine kızmak, isyanı ortadan kaldırmak, iyiliği emredip kötülükten men etmek de rızaya karşı değildir. Şeriat hakkında cahil olan bazıları, küfre razı olmayı da rızadan sanmış ve aldanmışlardır.

Allah-ü Tealâ “ Korkarak ve umarak bize dua ederler” diye (Enbiya/90. âyetinde) dua edenleri övmüşlerdir.

Küfre razı oluşun yerilmesiyle ilgili olarak: “Kötülüğe şahid olup, ona rıza gösteren, o kötülüğü yapmış gibidir”Hadis-i Şerif’i örnek almamız gerekendir.

Hayır ve şerri yaratan, Allah-ü Tealâ’dır. Hayra rızası vardır, şerre rızası yoktur. “Şerri Allah yaratmaz” demek cehalettir. “Rıza bakımından hayır ve şer aynıdır” diyenler ise, kısa görüşlüdür. Bu konunun tam aydınlatılması mükâşefe iledir ve kader sırrına girer. Buna da müsaade yoktur. Bize yakışan, şu andaki öğrenmemiz gereken; “Şerrin arkasındaki hayrı göremediğimiz için, şerre razı olmamak gerekir” dememizdir.

Dua kalbin cilâsıdır. Keşfin anahtarıdır. Yaradanımız ile konuşmak, dertleşmek, her şeyini O’na açmak, yardım dilemek, kendimize en yakın olarak O’nu bilmektir. Allah-ü Tealâ duayı emretmiştir, “Taleb edene, veririz” ayeti ile, kulunun talebini beklemektedir. Allah(c.c.)’a baş vurmak için sebeptir. Sebeplere baş vurmak ne tevekküle  ne de kazaya rızaya aykırıdır.

Yalnız şikâyet maksadıyla, derdini anlatmak rızaya aykırıdır. Bilgi vermek üzere anlatmak aykırı değildir. Bunun gibi pek çok kısımlar vardır ki seçilebilir. Kul olana düşen ise, mülkü sahibine bırakmaktır.