DUA:
Yarabbim! Bizi Sana getirecek sebepleri halk etmeni diliyorum. Biz, Seni idrak etmekle kusurdan uzak olamayız. Bundan sonra da hata ve kusurlarımız olacaktır. Ama niyetimizde samimi olarak sana dönme arzusu kuvvetle var. Sen, bizi bizden iyi bilen Yaradanımız olarak; yaptığımız ve bilmeyerek veya nefsimize yenilerek yapacak olduğumuz günahlarımızı peşinen affet. Biz, Senden gelenler ve Sana dönecekler olarak, Sana dönüşün tadını, huzurunu hissedemesek bile verilen haberlerle bilmekteyiz. Bizi bize bırakmayan, nefsimizle dost olmamıza mani olacak sebepleri diliyoruz. Sen her şeye gücü, kudreti yetensin. Bizler ise acizler güruhuyuz. Her zaman acziyetimizi bilemeyiz. Bildiğimiz zamanlarımızı çoğalt. Bilemediğimiz zamanlarımızı ise rahmet deryanda kaybet.
Bizler dünyanın albenisine kapılıp giderken, çok kıymetli olan Seni unutuverdik. Merhametin ve Azametinle görmeyiver, affediver Rabbim. Sonunda biliyoruz ki bütün dönüşler Sana’dır. Yaratmış olduğun her şey, esasen Senin’dir. Hem bizim, hem mülkün sahibisin. Senin verdiğin izin ile kendimizi padişah görmekten, Sen var iken, nefsimizi İlâh edinmekten Sana sığınırız.
Ben mücrim, ben eksik, ben kusurlu bu âlemde ve başka âlemlerde gidecek yerim mi var? Senden başka nereye sığınılır? Senin has kulların vardır ki biz bilemeyiz. Onların haslığının hatırına bizleri de affet.
Elimizle, dilimizle, gözümüzle, kulağımızla, ayaklarımızla ve en mühimi kalbimizle yaptıklarımızı affet. Bir daha yapmamayı nasip et. Bütün âzalarımızı yaradılış hikmetine uygun kullanmamızı nasip et. Kötü hallerimizle, o en zor olan günde, bulunacağımız yerin zahmet ve meşakkati yanı sıra, Senin azarlamana dayanamayız. Rezil ve mahcup olmaya katlanamayız. Bütün günahlarımızı kendimizin izhar edeceği günde, ya “kulum” demezsen diye, perişanız. Lutfederek, o zor günü kolay geçirmemizi dua ediyoruz. Bağışla, esirge, en mükemmel olarak yarattığın, Habibin’in hatırı için bu ahir zamanın acizlerini affet, yüzümüze merhametle bak.
Eğer Sen murad etmesen, biz bunları bilemezdik. Eğer Sen dilemesen, bu duayı bile yapamayacak bir gaflet içinde olurduk. Biliyoruz ki her şeyi yapan, yaptıransın.
Sen yarattıklarına zulmetmezsin, biliyoruz. Lâkin biz bize zulmettik. Geldiğimiz yeri unuttuk. Şehvetlerimizi Senin önüne geçirdik. Biliyoruz ki yaşadığımız süre içinde, her türlü imtihanımız asla bitmeyecek. Biz acizler olarak bütün bu imtihanların üstesinden nasıl geliriz? Sonumuzun hüsran olmasından korkuyoruz. İmanı veren Sendin. Son nefesteki zor hâlimizde, iman ile Sana gelmeyi nasip et.
Dünyada yaşarken öğrendik de ayıpları örttük, Sen örtersin diye. Öğrendik de merhamet ettik, Sen edersin diye. Öğrendik de affettik, Sen affedersin diye. Öğrendik de lûtfettik, Lûtfedersin diye. İsyan ettik, sonra tevbe ettik, tevbe edeni seversin diye.
Şimdi biliyoruz ki, Kerem’in sonsuz; Fazl’ın bereketli; İkram’ın hiçbir şeyle ölçülemez. Kapında serapa günah, hata ve kusur ile bekleyenlerden de vazgeçmezsin.
Kabrimize girince geri dönmek için çok geç olacak. Bizlere ölmeden evvel ölümü yaşat ki, bedenin ölümü ile, acı sona ulaşmayalım. Toprak olmadan önce toprak gibi olalım. Yaşarken yağmur gibi cihanı sulayalım. Susuz kalmışların şiddetle arzu ettikleri su gibi olalım. Senin hepimize dost olduğun gibi, cihana dost olalım.
Kalplerimize muhabbetinin tadından koy ki birbirimizi sevelim. Böylece Seni sevme yolunu seçmiş olalım. Seni öyle sevelim, öyle sevelim ki Senden gelen her ne olursa olsun, sevinip, coşalım. Sana itaatten başka bir itaati unutalım. Senin yoluna her neyimiz varsa feda edebilelim. Hiç düşünmeden, tereddüt etmeden.
Affet ki korkularımız kaybolsun. Affet ki ümidimiz artsın. Affet ki kalbimiz sükûnet bulsun. Affet ki ruhumuz hapsinden kurtulsun.
Varlığımızı, Zâtında erit, kaybet. Öyle ki, Senin için, Senin muradın için yok olmanın inanılmayan mucizesini yaşayalım. Böylece varlık günahından, şöhret âfetinden, Cennet özleminden, Cehennem korkusundan kurtulalım. Senin katında rızıklanıp, Senin tevhidini yaşayalım.
Sen vaadinde sâdık olansın. Dualara icabet ederim, diyorsun. Şimdi yaptığımız şu eksik duaya icabetini bekliyoruz. İcabet ettiğini veya edeceğini bilerek, umuyoruz. Bu duaya, başta annemiz, babamız olmak üzere, vermiş olduğun emanetlerini ve tanıdığımız cümle insanları, yaratılmışların en şereflisi olan Habibin yüzü suyu hürmetine dahil etmeni, baş vererek, boyun keserek niyaz ediyoruz. Kabul et, makbul et. Şânı Yüce olan Rabbim…