Kategori arşivi: 37.Alî

Alî

ALİYY  (el-Alî)               (37)

Yücelerden Yüce

 

Kur’an-ı Kerim’de : sekiz yerde geçer.

 

1)    Beş Âyette “Kebîr” ile beraber geçer: Nisâ 34/Hacc 62/ Lokman 30/ Sebe’ 23/ Mümin 12

 

2)    İki Âyette “Azîm” ismi ile birlikte geçer: Bakara 255/

Şûrâ 4

 

3)    Bir Âyette “Hakîm” ismi ile beraber geçer:Şûarâ 51

 

4)    “Rab” ismi ile birlikte iki Âyette geçer: A’lâ 1/ Leyl 20

 

5)    İki Âyette en yüce sıfatların O’na ait olduğunu vurgulayarak geçer: Nahl 60/ Rûm 27

 

6)    Kur’an-ı Kerim’in 87.suresi “A’lâ” adını taşır.

 

Alî olana iman edenler de Alî’dir. Firavuna karşı ürperen Musa (a.s)’a: “Korkma en yüce sensin”  buyurmuştur. Tâhâ 68

 

Muhammed (s.a.v) ümmetine: “Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer iman ediyorsanız en yüce olan sizsiniz.” buyurmuştur.

Âl-i İmrân 139

Bu isim derece olarak en üstün derece manâsına kullanılır. Allah  O’dur ki, O’nun derecesinin üstünde bir derece daha yoktur. Alî ismi ulûvv aslından türemiştir. Ulûvv de yüce manâsını taşır.

 

Allah mahlûkatını farklı derecelerde yaratmıştır. Meselâ insan, hayvanların üstündedir. Melekler insanların üstündedir. Allah her şeyin üstünde bir derecededir.

 

Halbuki insanlar hisleri, akılları ve beş duyuları ile büyüklük, küçüklük, üst derecede, alt derecede diye karar verirler. Basîret olmadan his ve duyularla idrak ,muhakemede yetersiz kalır. Bu sebepten insanların Alî derecede olmaları mümkün olmadığı gibi, Alî derecede olanları idrak etmeleri de çok zordur. İman etmek gerekir ki Alî ismine layık olan Zât, ancak Allah-ü Teâlâ’dır. Çünkü insanlar bir gün yüceltir, diğer gün indirirler.

 

Bu ismin kula yansıması: Azın azı olmakla birlikte, mümkündür. Bunun için gerekli olan en önemli hususiyet o kişinin Allah’dan başka hiçbir şeye muhtaç olmamasıdır. Şükür ve hamdi kemalinde, lisanı yumuşak, varlık iddiasından kurtulmuş, ancak Allah’ın varlığı ile varlığını sürdürebilen, Allah’dan başka hiç bir şeye ihtiyaç duymayan, Allah’dan başka kimseden ummayan, korkmayan, çekinmeyen, sığınmayan, başka bir şey ile oyalanamıyan, tad almayan, hakkı yerine koyan, adil, kalbi kalplere hitap eden, ihtiyaçlının cevabı, insanlığın emânı olan kişidir.