KÜÇÜK GÜNAHLARIN, BÜYÜK GÜNAHLAR GİBİ OLMASI
1)Küçük günaha devam etmede ısrar, günahın büyük günah haline geçmesine sebep olur. Yani küçük günah, ısrar ile büyür; büyük günah istiğfar ile küçülür.
2)Devamlı olarak işlenen küçük günah, bir defa işlenen büyük günaha göre kalbi daha çok karartır.
3)Büyük günahlar işlenmeden önce, küçük günahlar ile hazırlık yapılmış olur. Yani büyük günahların yolu çoğu zaman küçük günahlardan geçer. Meselâ kavga, hakaret, husumet sonunda adam öldürmek gibi.
4)Küçük günahları, önemsemeyip küçümsemek, hiçe saymak kişinin günahını sevmesine ve iyi geçinmesine sebep olur. Zamanla büyük günah haline gelir. Meselâ “pembe yalanlar” gibi. İnsan kusurunu büyük görürse, Allah(c.c.) o kusuru küçültür. Küçük görürse de büyütür:
“Mü’min günahını başı ucunda bir dağ gibi görür ve üzerine yıkılacağından korkar. Münafık da günahını hemen uçurabileceği, burnuna konan bir sinek gibi görür”
Buhâri
Mü’minin günahını büyük görmesinin sebebi, Allah(c.c.)’ın Celâl ve Kahhar isimlerini bilmesindendir. Ayrıca fiil tecelliyatından da haberi olduğu için, günahı işlediği yerin sahibini görür. Allah(c.c.)’a karşı işlediği suçunu küçük bile olsa, sahibinin büyüklüğü sebebiyle büyük görür.
Ariflerden birisi, “Günah, Allah(c.c.)’a muhalefettir. Bu sebeple küçük günah yoktur. Hepsi muhalefet dolayısıyla büyük günahtır” demiştir. Sahabeden bir Zât: “ Siz kıymet vermediğiniz öyle günahlar yapıyorsunuz ki, Hz.Peygamber (s.a.v.) devrinde biz bunları büyük günahlardan sayardık” demiştir.
5)İşlenmiş olan küçük bir günahı sevinerek anlatmak, büyük günaha dönüşmesine sebep olur. Falancayı nasıl da rezil ettim, filânın kusurlarını nasıl da ortaya döktüm… gibi.
6)Küçük günahı, büyük yapan diğer bir sebep de, Allah(c.c.), o günahı teşhir etmeyip, kişiye de bir mühlet verdiği halde, kişinin kendisi, bunun kıymetini bilmeyip, “eğer günah olsaydı, Allah bize ceza verirdi” diyerek, günaha devam etmesidir.
“Kendi aralarında, (Allah bizi söylediklerimiz yüzünden azablandırmalı değil miydi?) derler. Onlara Cehennem yeter. Oraya girecekler, işte o ne kötü dönüş yeridir” Mücadele/ 8
7)Küçük günah Allah(c.c.) ile kul arasında kalıp, gizlenmelidir. Teşhir edilmemeli, topluma anlatılmamalıdır. Burada dinleyenlerin kötülüğe teşviki vardır. Bir de Allah(c.c.) ile arasında olanın, belki sır olarak kalması gerekirken, fâş edilmesi söz konusudur.
“Herkes affedilir, ancak günahlarını açıklayanlar müstesnadır. Gece günah işleyenin günahını Allah fâş etmediği halde, sabah kalkınca kendisi herkese söyler. İşte bu affedilmez” EbuHureyre
8)Küçük günah işleyen kişi örnek gösterilen bir âlim ise, günahı büyük olmuş olur. Çünkü bu kişiler ölseler bile, günahları kötü örnek olarak toplum tarafından hafife alınır ve devam eder, gider. Meselâ: İpek giymesi, şüpheli yemesi, önemli kişilerin hatalarına göz yumması, münazaralarda hasmına hakaret etmesi, mevki sağlayacak ilimlerle uğraşması gibi.
“Kendisine uyulan âlime yazıklar olsun. Kendisi bir hata yaparsa ondan döner fakat insanlar ona uymuş olmakla, bu kötülüğü etrafa yayarlar.” İbn-i Abbas
“Âlimin hatası bir geminin yara alması gibidir. Yara alan gemi kendisi battığı gibi, içindekileri de batırır. Âlim de hem kendini, hem de kendine uyanları helâke götürür”